Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, video konferans aracılığıyla ve 81 ilin AK Parti teşkilatıyla bayramlaştı. Erdoğan bayramlaşma programında yaptığı konuşmada önemli mesajlar verdi:
Filistin ve Kudüs'te yıllardır devam eden, ramazan ayının son günlerinde yoğunlaşan saldırılar nedeniyle bayrama buruk girdik. Dertliyiz, derdimiz var. Gücü sadece masum sabilere, biçare kadınlara, mazlumlara yeten terör devleti İsrail'in zalimlikleri karşısında, hem üzüntülü, hem öfkeliyiz.
Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ'ı ve işgal altındaki topraklarını kurtarma mücadelesini hangi şevkle desteklemişsek, Kudüs'te ve Filistin şehirlerinde yaşanan zulme karşı da, aynı hissiyatla harekete geçiyoruz. Suriye'de terör koridoruna nasıl izin vermemişsek, Mescid-i Aksa'nın mahremiyetine uzanan ellere aynı kararlılıkla karşı çıkıyoruz. Libya'nın bölünmesine nasıl müsaade etmediysek, Kırım'ın ilhakına nasıl rıza göstermediysek, Bosna'da vahşete nasıl sesimizi yükselttiysek, bugün tüm dünya görmezden gelse de İsrail'in zulmüne eyvallah etmeyeceğiz.
İsrail'in saldırılarının başladığı andan itibaren, gerek liderler seviyesinde gerekse uluslararası kuruluşlar nezdinde temaslar yürüttük. 19 ülke başkanıyla telefon görüşmesi gerçekleştirdim. Muhataplarımızın da benzer hissiyatlar paylaştıklarını gördük. Uluslararası toplumun bu konudaki duyarsızlığından üzüntü duyuyoruz.
Siyasi kaygılarla, ideolojik, sinsi hesaplarla İsrail'in döktüğü kanlara sessiz kalarak ya da arka çıkarak ortak olanlar bir gün sıranın kendilerine geleceğini bilmeli. Eğer İsrail'in Filistin'de ve Kudüs'te sergilediği saldırganlığı durdurmazsak, herkes kendisini bu vahşi zihniyetin hedefinde bulacaktır. Kudüs gibi bir şehri fütursuzca yağmalamaya kalkan bu terör devleti artık tüm sınırları aşmıştır. 3 dinin mukaddeslerine ev sahipliği yapmasının ötesinde, Kudüs tüm insanlığın ortak mirasıdır. İşte bunun için Kudüs tüm dünyadır. Oradaki Müslümanlar da tüm insanlıktır. İsrail'in Filistin şehirlerinde ve Kudüs'te sergilediği saldırılara karşı çıkmak insanlığın namus borcudur.
BMGK'nin Genel Kurul'da alınan kararlara uygun şekilde süratle Kudüs'te barışı ve huzuru sağlayacak adımları atması şarttır. İslam İşbirliği Teşkilatı da somut ve etkin bir tutum almazsa kendi varlığını inkar etmiş olacaktır. Türkiye olarak BM'de, bu doğrultuda başlatılacak her girişime aktif destek vermeye ve fedakârlık yapmaya hazırız. Her ne yapılacaksa derhal yapılmalıdır. Aksi takdirde ortaya çıkacak tablonun vahim sonuçlarıyla yüzleşilmesi kaçınılmazdır.
PAZARTESİ KONTROLLÜ NORMALLEŞME BAŞLIYOR
Pazartesi gününden itibaren kontrollü normalleşme takvimimizi uygulamaya başlıyoruz. Detayları kabine toplantımızın ardından paylaşacağız. Mayıs ayı sonuna kadar ihtiyatlı hareket etmeyi sürdüreceğiz. Haziran ayıyla birlikte günlük hayatı rahatlatacak şekilde tedbirleri gevşetmeyi planlıyoruz.
2020 Mart'tan beri aldığımız tedbirlerin ve kısıtlamaların tek amacı 84 milyon vatandaşımızın her birinin sağlığını, hayatını ve geleceğini korumaktır. Mecbur olmadığımız hiçbir tedbire başvurmadık, başvurmayacağız. Aldığımız tedbirleri de vatandaşımızın işine, aşına zarar vermeyecek şekilde uygulamaya özen gösteriyoruz.
Üretimde başardığımızı görüyoruz. Sanayi ve ihracat rakamları yeni rekorlar kırarak olumlu yönde ilerliyor. Kısıtlamalardan etkilenen esnafımızın bir kısmı ile turizm sektörüne her türlü desteği vermenin gayreti içindeyiz. Buna rağmen sıkıntıya düşen esnafımız, çalışanımız olduysa hepsinden helallik istiyoruz. Salgın döneminde vatandaşlarına en yaygın ve en etkin sosyal destek sağlayan ülkeler arasında yer alıyoruz. Sağlık hizmetlerindeki başarısını, sosyal ve ekonomik desteklerle taçlandıran Türkiye kendisini gelişmekte olan ve gelişmiş ülkelerin çoğunda gözlenen kriz ikliminin dışında tutabilmiştir.