Sözlerimin başında değerli izleyicilerimizi sevgiyle saygılar selamlıyorum. İçine girdiğimiz hafta zafer haftamız bizim. En içten duygularla kutluyorum.
Bizim dünyada bütün bölgelerde değişik alanlarda çeşitli krizler var. Çok ciddi dinamik gelişmeler söz konusu.
Bunun da ciddi şekilde zorluk getirdiğini görüyoruz. Bunun da büyük bir bölümünün İslam coğrafyasında olduğunu söylemek gerekiyor.
Artık herkesin bilmesi lazım, Türkiye Cumhuriyeti Devleti uluslararası ortamda gerçekten bir özne haline gelmiştir.
Geçmiş yıllardaki yaklaşımlardan farklı bir noktaya getiriyor kuantum fiziği. Hem askeri anlamda, hem diplomatik anlamda. Dostluk, düşmanlık muğlak bir hale geldi. Hibrit harekat, vekalet savaşları... Savaşta mıyız değil miyiz, çok değişik bir noktaya getirdi bizleri.
Bölgemizde şu anda içinde bulunduğumuz bölgede çeşitli siyasi krizlerle, çatışmalarla faaliyetlerimizi yürütmeye çalışıyoruz.
Hak için,adalet için, barış için ve insanların rahatı ve huzuru için gayretlerimizi gösteriyoruz.
Yaptığımız mücadelede de hakkımızı koruma kararlılığımızı herkesin bilmesini istiyoruz.
Çok şükür, bizim aldığımız çok katı tedbirlerle KOVİD'le ilgili bir hadise görülmedi. Ciddi şekilde yurt dışı ziyaretler söz konusu.
"15 TEMMUZ'DAN İTİBAREN 93 BİN 327 PERSONEL ALDIK"
Sadece yıl içinde 104 temasımız oldu, toplamı 163. Bütün bu çalışmalarda Cumhurbaşkanımızın talimatları, hak ve menfaatlerimiz çerçevesinde hakkımızı hukukumuzu savunmaya gayret gösteriyoruz.
Bizim yurt içindeki temsilciliklerimiz artmıştır. Şu anda 83 ateşeliğe ulaşmış bulunuyoruz.
15 Temmuz sonrası asil milletimiz ordusuna sahip çıkmıştır. O hain darbe girişiminin verdiği zararı ziyanı çok kısa sürede atlatma imkanına kavuşabildik.
Şu ana kadar 15 Temmuz'dan itibaren 93 bin 327 personel aldık.
Bizim gücümüzde kuvvetimizde herhangi bir sıkıntı yok.
Yüksek teknoloji-ileri teknoloji. İthal ederek değil üretmek suretiyle silahımızı, aracımızı, mühimmatı yapar hale gelmenin azmi içindeyiz. Bunun sonucunda varmak istediğimiz şey, ülkemizin güvenliğini sağlayacak şekilde etkin saygın bir ordunun oluşması.
Milli Savunma Bakanlığı olarak yaptığımız en önemli işlerden biri de teftiş ve denetimle, etkili bir şekilde gitmesi konusunda da arkadaşlarımız yoğun şekilde ürünlerin artması için elimizden gelen gayreti göstermeye devam ediyoruz.
YENİ NAVTEX İLANI
Denizde bir faaliyet göstereceğiniz zaman denizcilerimiz ilanda bulunuyorlar. Bizim faaliyetimiz olacak bunu bilin diyoruz. En sondan başlayayım. Bizim orada deniz alaka ve menfaatlerimiz konusunda çalışmalarımız var.
Bu çerçevede biz faaliyelerimizi sürdürüyoruz. Bizim yaptığımız sismik çalışmalar ne varsa bunu gerektiği kadar sürdüreceğiz.
Bunlar ne kadar gerekiyorsa o kadar yapılacak. Bunun enerji bakanlığımız çalışmalarını sürdürüyorken biz de güvenliği sağlamak zorundayız. Bugünkü tamamen farklı, İskenderun bölgesinde atış eğitimi için yapılan bir NAVTEX bu.
Biz tüm komşularımızın toprak bütünlüğüne saygılıyız. Kimsenin topraklarında, denizlerinde gözümüz yok. Ancak bize karşı bir saldırıya da müsaade etmeyeceğimizi herkesin bilmesini istiyoruz.
DÜZENLENEN OPERASYONLAR
Bizim tek amacımız terör ve teröristle mücadele. Bizim etnik, mezhepsel toplulukla mücadelemiz söz konusu değil.
Bu operasyonları yaparken bizim üzerinde durduğumuz en önemli konulardan biri de sivillere masumlara zarar vermemek için, dini tarihi yapılara zarar getirmemek için; çevreyi korumak için dolayısıyla operasyonları yaparken 'ne olursa olsun' şeklinde yaklaşım içinde değiliz.
Tevziratlar da söz konusu. Sağ olsun Anadolu Ajansımız, 'fake news'ları anında yüzlerine çarpmaktadırlar.
Sonuçta en son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar mücadelemiz devam edecek.
Bu çerçevede, Kuzey Irak'ta çeşitli operasyonlar yapılmakta. Operasyon serileri var, bunlar gerçekleşti. Biz halkımızın güvenliği için elimizden gelen gayreti göstermeye devam ediyoruz. Buradaki tehdidi yok edeceğiz. Iraklı kardeşlerimizle bir sorunumuz olamaz.
320 terörist etkisiz hale getirildi. Kaçacak yerleri kalmadı, bunu başındakiler anladılar. Temennimiz alttakilerin de bunu anlaması. Biz bunun bitmesi için ne yapılması gerekiyorsa yapmaya devam ediyoruz.
Bizim komandolarımız son derece zor arazi ve iklim koşullarında yaptığı mücadeleleri göz ardı etmememiz lazım. Amacımız istikrara kavuşmuş bir bölgeden bahsediyoruz, ona çalışıyoruz.
"MÜTTEFİKLERİMİZLE YPG KONUSUNDA MAALESEF ANLAŞAMIYORUZ"
Suriye başka bir başlık. Buradaki bizim amacımız demokratik, toprak bütünlüğünü sağlamış, bağımsız bir Suriye'den bahsediyoruz. Suriyeli kardeşlerimiz çok çektiler.
Biz ülkemizin güneyinde bize tehdit oluşturacak herhangi bir terör koridoruna müsaade etmeyeceğimizi söyledik. TSK olarak bütün faaliyetlerimiz ilkeli, hukuka dayalı şekilde gitmektedir. Buradaki terör koridorunun oluşmaması için yapılması gereken ne varsa yerine getirdik.
Çeşitli ülkelerin yaptığı girişimlerle Suriye'nin ciddi emrivakilerle karşı karşıya olduğumuzu söylemek yanlış olmayacak. Burada 40 binden fazla vatandaşımızı katleden PKK var, paralel olan YPG var. Bunun SDF-SDG ile değiştirilmesi bir şey ifade etmiyor. Terör örgütüyle mücadelemiz devam ediyor. Müttefiklerimizle bu konuda maalesef anlaşamadık, anlaşamıyoruz. Fakat hiçbir zaman da PKK, YPG; bunları Kürtlerin temsilcisi olarak görmek kesinlikle yanlış gerçeklere aykırı bir durum. PKK YPG Kürt kardeşlerimizin temsilcisi olamaz. Burada ciddi istismarlar var.
Rusya ve ABD taahhütlerini yerine getirmedi. Terör örgütü hala sızma girişiminde bulunuyor.
Biz bir taraftan camilerin, bir taraftan kiliselerin onarımını yaptık. Hayatın normalleşmesi devam ederken başka gelişmeler de var. Orada Suriye halkının malı mülkü olan yer altı değerlere; bir takım şekilde teröristler vasıtasıyla el konulmaya çalışılıyor. Bunu da Suriye halkının hakkına tecavüz olduğunu görmemiz lazım.
Mutakabat muhtırlarına uymalarını davet ediyoruz.
İdlib'de biliyorsunuz Şubat ve Mart'ta Bahar Kalkanı Harekatı icra edildi. İhlaller de olsa ateşkes devam ediyor. Şu ana kadar zorluklar olsa da M4'te 26'ncı devriyeyi tamamladık.
300 BİNDEN FAZLA SURİYELİ GÖNÜLLÜ OLARAK ÜLKESİNE GERİ DÖNDÜ
Şu ana kadar iyi haber; 300 binden fazla Suriyeli kardeşlerimiz gönüllü olarak, güvenli olarak, 'saygın' bir şekilde, bu BM ifadesi... Kendi topraklarına yerleştiler.
17 bin 200 terörist şu an etkisiz hale getirilmiş duruyor. Ne zamana kadar? En son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar. Dileğimiz bu terör belasından ülkemizi kurtaracağız.
Bizim son teröristlerin yaptığı şeyler var. Teröristler o kadar çaresiz hale geldiler ki, bölge halkının çocuklarını kaçırmak mümkün olmadığından dolayı çocukları rehin alıyorlar. Tehditlerle, şantajlarla. Şu anda BM raporlarına intikal etmiş bulunuyor. Bunların çöküşü devam ediyor.
EGE ADALARI GERİLİMİ
Çok değişik bakış açıları var. NATO Genel Sekreterimiz olaya objektif şekilde yaklaşıyor. Hukuku esas almak suretiyle, bütün dünyadaki teammülleri dikkate alarak makul, mantıklı gerçekten gerginliği azaltacak açıklamalar yapıyor. Fakat buna karşılık, bizim Fransız meslektaşımız hanımefendinin açıklamaları var, anlamak mümkün değil.
Bir taraftan diyalog diyor, bir taraftan askeri tatbikatları başlatacağız diyor. Duygusallık başladığı zaman akıl mantık gidiyor. Tek izahı bu şekildedir.
Tatbikatlarla, bir takım girişimlerle Türkiye'nin faaliyetlerini engellemek gibi bir şey düşünmek boş bir hayaldir. Bizim kurallarımız var, hak var, hakkaniyet var yapılması gereken ne varsa yapmaya devam edeceğiz.
Bizim kimsenin toprağında, denizinde, hakkında hukukunda gözümüz yok. Fakat diğer taraftan da bir damla suyumuzu da vermeyiz, hakkımızı da yedirmeyiz. Bunu anlayın diyoruz. Bunu anlamakta sıkıntıları var muhataplarımızın.
"YUNANİSTAN REFAH VE GÜVELİĞİNİ KAYBETTİ"
Biz barışçıl biçimde sismik tarama yapıyoruz. Güney Kıbrıs'ta Fransızların üç uçağı var. Bu neden geldi buraya? Siz garantör müsünüz? Sizin böyle bir hakkınız var mı? Kabadayılık dönemi geçti. Herkesin hukuku iyi bilmesi lazım. Tarihi iyi bilmesi lazım.
Yunanlı müttefiklerimizin yaptıkları hareketler... "Her şey benim..." Tek haklı kendileri. 83 milyonluk Türkiye, bizim hiç hakkımız yok mu? Bu kadar yanlış bencil bir yaklaşım ve kendilerine de zarar veriyor. Yunan halkına da zarar veriyor. Her seferinde olayları tırmandırmak suretiyle onları da rahatsız etmenin bir anlamı yok.
Mısır'la bir anlaşma yaptılar. Mısır da kaybetti, Yunanistan da refah ve güvenliğini kaybetti. Gerçekten anlaşmak zor oluyor.
Akademik anlamda söylenecek şey, burada bizim hakkımızı ihlal etmiyor sadece Yunanistan ve diğer ülkeler. Bunlar bu yaptıkları da hak ve hukuk kavramının içini boşaltıyorlar.
Siz istediğiniz kadar arkanıza AB'yi alın, Avrupa'yı alın, dünyayı alın. Siz hiçbir zaman iki kere ikiyi beş yapamazsınız, bugün de yarın da dörttür. Biz haklıyız.
"YUNAN MEVKİDAŞLARIMIZI AĞIRLAMAKTAN MUTLULUK DUYARIZ"
Arkadaşlarımız Atina'da bir toplantı yaptık. Sonra Ankara'da yaptık. Sonra yine Atina'ya gönderdik. Dördüncü toplantı Ankara'daydı, bekliyoruz. Gelin konuşalım, diyaloğa açığız. Bir barış istiyoruz ama hakkımızı ve hukukumuzu da istiyoruz. Biz Yunan mevkidaşlarımızı ağırlamaktan mutluluk duyarız.
Dün de açıklama yaptılar Adriyatik'te 12 mile çıkarma yönünde kararlar var, bizim tarafımızda yansıması söz konusu değil.
Bizim 6 mil karasuyu olan adaların, aynı zamanda 10 mil hava sahası olması; akıl, mantık, fizik kimya... Böyle bir şey söz konusu değil. Bunun cevabı? Cevabı 'böyle oldu' Yanlışsa düzeltin.
Bizim gemimiz 6 milin dışındayken ihlalin sıkıntı değil. Ama herhangi bir sebepten helikopter kalktığı zaman ihlal oluyor. Burada akıl diyoruz, mantık diyoruz.
Eğer ön yargı olursa insanoğlu kör oluyor, sağır oluyor.
Adaların silahsızlandırılması konusu ta 1914'te başlamış, 1923 Lozan, 1947. Diyorlar ki adaları alacaksınız ama gayri askeri statüde olacak adalar. Siz şimdi bu adaların 16'sını silahlandırmışsınız. Ne yapacağız bunu, nereye koyacağız biz? Biz oyunu durduran, bitiren olay olarak da görmedik.
Baktığımızda Meis'e, Yunanistan'a verilmiş. İnsaf diye bir şey var. Burası Türkiye'ye 2 kilometre. Tamamı 10 kilometrekare, Yunanistan'a uzaklığı 582 kilometre. Böyle durumda adaya siz 40 bin kilometrekare deniz yetki alanı veriyorsunuz.
Nereden çıktı, bir de Sevr haritası var. Akademisyenleri göreve davet ediyorum. Bunun hiçbir geçerliliği yok. Türkler ve Yunanlar olarak kendi sorunlarımızı çözmek lazım. Biz hak ve menfaatlerimizi koruma korusunda azimliyiz, kararlıyız.
Biz orada savaş falan çıkarmıyoruz. Tamamen barışçıl yöntemlerle, bize ait alanlar içinde kendi çalışmalarımızı yapıyoruz. Halkımız için yapılması gereken neyse, ekonomik bir faaliyet bu; onu yapıyoruz.
Biz oradaki gemimizin güvenliği için, gemilerimiz onları koruyor o kadar. Bunun ötesinde anlam yüklemek yanlış olur.
Ama bizim hak, menfaatlerimize karşı herhangi bir engel, taciz ve tecavüz mutlaka bedelini öder. Burada bir tartışma yok. Biz kendi yolumuzda gidiyoruz, kimsenin de yolumuza çıkmamasını tavsiye ediyoruz.
Artık bu tehditlerden, bir takım girişimlerden, kumpaslardan komşularımızın kurtulması lazım. Modern zamanlarda bu tür meseleleri konuşması lazım. 2020'de bu çalışmaların artık zamanın ruhuna uygun olmak lazım.
"FRANSA YANLIŞ YAPTI, ÖZÜR DİLEMELERİ"
Geçtiğimiz günlerde konvoyumuzun arasına saatte 20 mil hızla giren bir Fransız gemisi var. Konvoy emniyetini ciddi derecede tehlikeye soktu. Anlaşılmaz şekilde bizim ikmalini yaptığımız gemi, bir müddet sonra saatte 20 mili deniz mili süratle konvoy arasında geçiş yaptı. Sonra bir iddiada bulundular. Bu gemiler bize silah doğrulttu dediler. Bu hem gemideki, hem karadaki kayıtlarla bunu NATO'da ispatladık. Şimdi bunun siyasi bir konu olduğuna sığınmaya başladılar. Özür dilemesini bekliyoruz muhataplarımızın.
"İHLALİNİZ OLURSA BİZİM YAPACAKLARIMIZ DA BELLİ"
Tatbikatlar yapacağız diyorlar. E yapın, bizim buradaki sınırlarımız belli. Prensipleri, kuralları koyduk. Eğer bir ihlaliniz olursa bizim yapacaklarımız da belli. Biz bunu istemediğimizi, diyalogdan yana olduğumuzu 50 kere söyledik. Aksi halde istenmeyen olaylar olabilir.
Angajman kuralları vardır, düşünmeye tartışmaya vakit yoktur. Bütün komutanlarımız, gemilerimiz, hava kuvvetlerimiz, deniz kuvvetlerimiz yetkilidir, bilgilidir.
LİBYA'DAKİ GELİŞMELER
Davete tek olumlu karşılığı Türkiye verdi. Aleni konuları görmeyip Türkiye'yi suçlayıcı bir bakışla olaya yaklaşmak insanları gerçeğe götürmez.
Risk alan Türkiye, suçlamaya kalkıyorlar. Her taraf mayın ve patlayıcılarla doldurulmuş. Her türlü fedakarlığı yaptık.
ERMENİSTAN - AZERBAYCAN GERİLİMİ
Azerbaycan Türkü bizim öz kardeşimiz. Dolayısıyla biz iki devlet, tek milletiz.
Biz burada tabi ki tarafız. Durup dururken böyle bir saldırgan tutum; gerçekten kınıyoruz. Gerçekten bu yapılan saldırının hiçbir savunur tarafı olmadığını da herkesin görmesini bekliyoruz. Yapılan işin savunulur tarafı yok. Bizim burada çeşitli tatbikatlarla beraber kardeşlerimizin yanında olduğumuzu herkesin bilmesi lazım.
Ermenistan da akılla mantıkla düşünerek iş yapmıyor. arkasındaki güçlerden güç almak suretiyle kendi boyunun üstünde işlere girişiyor. Bizim tabi tarihe baktığımızda 1915 olaylarıyla alakalı ortaya atılan iddiaların ne kadar yanlış olduğunu Amerikan Arşivindeki istihbarat subaylarının raporları söylüyor.
Bir takım dünyadaki networkleri kullanarak Türkiye'ye karşı bir takım medya katliamları gerçekleştirmiştir.
Bizimle alakası olmayan İngiliz, Amerikan yazıyor bunu. 'Gittik' diyor, 'her tarafı gezdik' diyor. Orada anlaşıldı ki Türk köyleri yakılmış, Ermeni köyleri ayakta. Raporlar burada, Amerikan arşivinde.