-Hocam Venezuela- ABD ilişkilerindeki gerginliğin sebebi nedir?
Zor sorudan başladık… Öncelikle Venezuela- ABD ilişkilerindeki gerginlik yakın zamanda ortaya çıkan güncel olaylarla sınırlı değil, eski başkan Hugo Chávez'in başkanlığından beri devam ediyor bu durum. Sebeplerine gelince bunun birçok sebebi var ama kanaatimce en önemlisi Venezuela'nın ABD'ye karşı yaklaşımı, tutumu. Gerçek kapasitesi ile söylemi arasında ciddi bir uçurum olmasına rağmen Chávez ile başlayan kısmen Nicolás Maduro ile devam eden "alternatif yol" arayışı ve küresel hegemonik ilişkilere meydan okuyan söylemi Vashington yönetimini ciddi rahatsız etmektedir.
VENEZUELA'NIN UYSAL DEVLET OLMASINI İSTİYOR
-ABD yönetimi Venezuela'dan tam olarak ne istiyor?
Venezuela'nın uysal bir devlet olmasını. İstediği tam olarak bu aslında. "Alternatif yol" arayışından vazgeçmesini ve küresel hegemonik ilişkilere meydan okumayı bırakmasını, diğer Latin Amerika ülkeleri gibi küresel sistemi tehdit etmemesini bekliyor. Bunu yaparsa Venezuela'nın kafası rahat olur aslında. Bununla birlikte Amerikan yönetimi Venezuela üzerinden mevcut uluslararası sistemi zorlayan İran, Kuzey Kore gibi diğer ülkelere ve aslında tüm dünyaya mesaj vermek istemiş olabilir.
-Venezuela'da büyük bir petrol rezervi var. Bunu da kontrol altında tutmak istiyor olabilir mi?
Tabi bir de bu kadar büyük petrol rezervinin yönetimi ABD karşıtı bir yönetimde olmasa fena olmaz, ne yapacağı belli olmaz bu yönetimin. Krizin başat sebebi olmamakla birlikte ekonomik dürtüler göz ardı edilmemesi gerekir. İşte bu sebeplerden dolayı uluslararası hukuka aykırı olmasına, başka bir ülkenin iç işlerine açık bir şekilde müdahale anlamına gelmesine rağmen ABD, Ulusal Meclis Başkanı Juan Guaidó'yu Venezuela'nın geçici devlet başkanı olarak tanıdı. Böylelikle ABD, geri dönülmesi imkânsız bir karara imza attı. Buradan geri adım atacak gibi gözükmüyor.
ABD'NİN LATİN AMERİKADA SİCİLİ KİRLİ
-ABD'nin Latin Amerika'da tek sorunlu olduğu ülke Venezuella değil.
Evet ABD, 20. yüzyıl boyunca sadece Venezuela'da değil tüm Latin Amerika kıtasında kendi halkına reva görmeyeceği birçok hukuksuzluğu kıta insanına uygulamaktan geri durmadı. Askeri darbeleri aleni olarak desteklemekten, insan hakları ihlallerine kadar birçok uluslararası hukuk açısından suç sayılan girişimlerde bulunmuştur. Bu karşı duruş ancak 2000'li yılların başında kıtada yükselen sol iktidarların başa gelmesiyle yankı bulmuştur. Burada tartışmasız Venezuela'nın, özellikle de Chávez'in ciddi rolü olmuştur.
-ABD yönetimini rahatsız eden tek şey Venezuela yönetiminin söylemi mi?
Tüm bunlarla birlikte en az bu siyasi sebep kadar Chávez yönetimindeki Venezuela'nın 2007'den sonraki petrol sektörünün millileştirilmesi yönündeki politikaları Amerikan yönetiminin öfkesini üzerine çekmesine neden olmuştur. ABD, enerji talebi konusunda ciddi güvenlik sorunu yaşamıştır. Ayrıca, Venezuela petrolünün sosyalist bir yönetimin elinde olmasından hiçbir zaman haz etmemiştir. Meselenin bu boyutu da var, ama sanki ilk belirttiğim husus Venezuela yönetimine karşı ABD'li yöneticilerde daha baskın gibi…
MUHALEFETE TALİMAT MİKE PENCE'DEN
-ABD Venezuela ilişkilerinde tansiyon neden bu kadar yükseldi?
Süreç her ne kadar uluslararası toplumun gündemine yeni gelse de 20 Mayıs 2018'deki başkanlık seçimi öncesinde başlamıştı, hatta daha öncesinde. Tabi asıl gürültü 11 0cak 2019'da başkanlık yemini töreninden sonra koptu. Uluslararası katılımın düşük olduğu törenle birlikte ABD başta olmak üzere uluslararası toplum Maduro'nun görevinin 10 Ocak'ta sonra erdiğini, yeni dönem için meşruiyetinin olmadığını ileri sürdü.
Bu yönde ilerleyen olayların gidişatında bardağı taşıran son damlaysa 23 Ocak 2019'da Meclis başkanı Juan Guaidó'nun ABD tarafında geçici başkan olarak tanınmış olması. Yeni yeni gelen haberlere göre ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence bir gün öncesinde Guaidó'ya başkanlığını ilan etmesini, onu destekleyeceklerini belirtmiş. Netice olarak bakıldığında tartışma meşruiyet zemini üzerinden bugüne kadar gelse de esasında bundan daha ötesi. Venezuela siyaseti muhalefetiyle iktidarıyla adeta yaptığı yanlışlarla birbiriyle yarıştılar.
GUİADO ÜZERİNDE ŞÜPHELER VAR
-ABD'nin Venezuela Başkanı olarak tanıdığı Guiado kim?
Guaidó henüz 35 yaşında Venezuela muhalefetinin lideri konumunda şu an. ABD'de George Washington Üniversitesi'nde lisansüstü eğitim almış genç bir politikacı. Chávez döneminde, 2000'li yılların başında onun politikalarını eleştiren protesto eden öğrenci hareketleri içerisinde yer almış bir isim. Siyasi kariyeri çok fazla yok, birkaç ay öncesine kadar kamuoyunca bilinen bir isim de değil. Esasında siyasi tecrübesi de ülke yönetimini götürecek kadar da yok. Çok kısa süre içinde yıldızı parladı doğrusu. Tabi bu durum, birçok kişi de tereddütler oluşturmaya başladı. ABD'nin açıkça destek vermesi şüpheleri daha da arttırdı doğrusu.
-Türkiye'nin desteği Venezuela'da nasıl karşılık buldu?
Çok pozitif bir hava yarattı tartışmasız. Bu tür durumlarda ilk saatler önemli. Başkan Erdoğan'ın desteği ciddi bir motivasyon oluşturdu Venezuela liderinde. Maduro kalabalığa karşı ilk konuşmasında özellikle teşekkür etti Türkiye'ye. Venezuela karşıtı uluslararası izolasyonu bir nebze bastırdı. Türkiye, Rusya, İran, Çin ve Meksika'nın açıklamalarıyla nispeten nefes aldı Maduro yönetimi. Bu ciddi bir destekti bence.
Bu evrede Türkiye'nin Venezuela konusunda A, B ve C planlarının olması kaçınılmazdır. Devlet aklının alternatif senaryoları oluşturup masasında hazır bir yol haritasının olması yerinde olacaktır. Zira gelişmelerin seyri çok çabuk değişebilmektedir.
-Avrupa Birliği'nin Venezuela'daki darbe girişimindeki tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz?
AB'den yapılan açıklamalar ABD'nin ardından daha düşük bir tonla yapılıyor. Yine de dışarıdan bir güç olarak muhalefete verdiği destek Venezuela'nın iç işlerine karışması anlamına gelir, bu da Avrupa değerlerine uygun değil. Seçimlerin yeninden yapılması konusundaki talepleri olumlu karşılık bulmaması durumunda önümüzdeki günlerde muhalefete olan desteğini bir miktar daha arttırır.
ABD RUSYA'NIN TEPKİSİNİ DİKKATE ALACAKTIR
- Rusya hükümetinin "ABD'yi Venezuela konusunda uyarıyoruz, sonucu felaket olur" açıklamasını nasıl okumalıyız?
Açık bir şekilde "ben de buradayım" diyor, Rusya. Tabi söz konusu arka bahçesi olunca ABD, Rusya'nın bu uyarısını daha fazla dikkate alacaktır. Geçmişte 1962'deki Küba füze krizinde de böyle olmuştu. Meseleyi sadece soğuk savaş mantığı içinde görmemek gerekir yine de. Şartlar aynı değil çünkü.
-Meksika dışındaki Güney Amerika ülkeleri ABD'nin yanında yer aldı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Beklenen bir şeydi bu. 4-5 yıl önce böyle bir açıklama yapamazdı ABD. Yapsaydı bugün bölge ülkelerinden bulduğu desteği bulamazdı. Örneğin ABD'nin muhalefeti destek açıklamasını Jair Bolsonaro'nun Brezilya'da iktidara gelmesinden hemen sonra yapması tesadüf mü sizce? Bence değil. Brezilya'da Lula ve İşçi Partisi iktidarında böyle bir şeyin gündeme bile getirilmesi düşünülemezdi. Kıtada Brezilya'ya rağmen herhangi bir adım atılamaz. Ayrıca kıtada sol hükümetlerin de ciddi bir şekilde zayıflamaya başladığı bir dönemi yaşıyoruz Latin Amerika'da.
-ABD yönetimi Rusya ve Çin ile birlikte hareket eden ülkelere karşı siyasi ve ekonomik operasyon yürütmesi sürdürülebilir bir politika mı?
Sürdürülebilir bir politika değil bu bence. Bugüne kadar ABD gücünü olumsuzlamayla değil, cazibe oluşturarak elde etme yolunu seçti. Bunu başardığı ölçüde hegemonyasını kurdu. Olaylarda hem Çin hem de Rusya'yı karşısına alarak uzun vadeli politika oluşturamaz. Genel gidişata bakıldığında bunu ancak dönemsel bir strateji olarak izliyor izlenimi veriyor.
ASKERİ MÜDAHALE ÇOK ZOR
-Venezuela'ya karşı uluslararası askeri bir müdahale yapılır mı sizce?
Doğrusu ben böyle bir şeye pek ihtimal vermiyorum. İki sebepten dolayı. ABD'nin böyle bir şeye sıcak bakacağını düşünmüyorum her şeyden önce. ABD yanı başında istikrar sorunu yaşayan bir ülke istemeyecektir. İkincisi, ilkinden daha önemli bence. Latin Amerika ülkeleri, halihazırda ABD ile birlikte Maduro yönetimine karşı olanlar da dahil böyle bir müdahaleye kesinlikle karşı çıkacaktır. Suriye meselesinin yaşandığı bir dünyada benzer bir istikrarsızlığın komşu ülkelerinde yaşanmasının kendilerine getireceği maliyetleri hesap edebilecek ön görüyü sahipler.