Eski CHP Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal ile eski MHP'li yöneticilerin özel hayatlarına ilişkin görüntülerin yayımlanmasıyla ilgili Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen'in de aralarında bulunduğu 171 kişinin yargılandığı davaya sanık savunmalarıyla devam edildi.
Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları katıldı.
"FETÖ'YÜ ORADA TANIDIM"
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde SEGBİS vasıtasıyla savunma yapan tutuksuz sanık eski polis memuru A.Ç, mesleğe 2005'te başladığını, 2006'da Denizli'de İstihbarat Şube Müdürlüğüne geçtiğini söyledi. "Ben o zaman cemaat olarak bilinen FETÖ'yü de orada tanıdım." diyen A.Ç, sonrasında eş durumundan tayin istediğini ve 2007'de Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığına atamasının yapıldığını belirtti.
A.Ç, dairedeyken de yapı mensubu kişilerin evine "hoşgeldin"e geldiklerini ve kendisini sohbetlere davet ettiklerini dile getirerek, "Zaman zaman, fırsat buldukça gittim, iki haftada, üç haftada bir gittim. Doğruluktan, dürüstlükten, dinden konuşuluyordu. Bunu görünce ben de gittim." dedi.
Kendisinin şubede bilgisayar masasına oturtulduğunu kaydeden A.Ç, mahkemeye yazı gönderirken şube müdürü Yunus Yazar'ın, Salih Keskinkılıç aracılığıyla bazı telefon numaraları verdiğini, kendisinin de buna göre iletis¸ime mu¨dahale talep formu hazırladığını öne sürdü. A.Ç, ancak bu duruma karşı itiraz ettiğini, bu şekilde yapılmayacağını söylediğini ileri sürdü.
Erdoğan Üsküdar'da... "PKK ve FETÖ'nün hainleri hesap veriyor"
"İSTİHBARATTA ÇALIŞAMAZ"
A.Ç, 2009'da isteği dışında Şanlıurfa'ya tayin edildiğini savunarak, başkanlığa tayin edildiği ilk yıl kendisine "100" tam puan verildiğini, tayini çıkmadan önceki sene ise puanının "İstihbaratta çalışamaz." olarak değerlendirilip 80'e düşürüldüğünü anlattı. A.Ç, "Bunların istemediği bir memur oldum demek ki." diye konuştu.
Şanlıurfa'da da cemaatin sohbetlerine katıldığını ifade eden A.Ç, çocuğunun rahatsızlığından dolayı bir ara sohbetlere gidemediğini, "Sohbetleri neden bırakıyorsun?" diye problem yaşadığını öne sürdü.
A.Ç, "17-25 Aralık dönemine kadar cemaatin sohbetlerinde hep dini konulardan bahsediliyordu, hükümet aleyhine bir şeyden bahsedilmiyordu. Sonra 17-25 Aralık meydana geldi, bir anda her şey değişti. Operasyonu cemaatin yaptırmadığı tartışılmaya başlandı." şeklinde konuştu.
Bayburt'a tayin olduktan sonra ise karakolda görevlendirildiğini bildiren A.Ç, burada Abdullah isimli bir meslektaşının, araba alıp sattığını ifade etti. A.Ç, Bank Asyada hesabı olup olmadığını sorduğunu söyledi.
Hesabına 7 bin lira para yatırıldığını anlatan A.Ç, sonradan banka önündeki hareketliliği gördüğünü ve örgüt liderinin talimatıyla bankaya para aktarıldığını öğrendiğini bildirdi. A.Ç, o meslektaşına parayı örgüte yardım amaçlı yatırıp yatırmadığını sorduğunda önce "hayır" cevabı aldığını, sonra da iki kişinin ortaklaşa para yatırdığını öğrendiğini, bunun üzerine parayı geri havale ettiğini belirtti.
BYLOCK'U DA YÜKLETMİŞLER
Örgütün şifreli haberleşme programı ByLock yüklediği iddiasıyla ilgili de A.Ç, S¸anlıurfa I·stihbarat S¸ube Mu¨du¨rlu¨gˆu¨nde go¨rev yaptıgˆı s¸ahıslardan biri olan Ramazan Aygün'ün, Bayburt'a tayin olduktan sonra bu programı indirmesinde ısrar ettiğini söyledi.
Aygün'ün ısrarı üzerine programı indirdiğini kaydeden A.Ç, gizli ağ programı diye tabir edilebilecek VPN'yi de yüklemesi istenince şüphelendiğini ve programı sildiğini savundu.
A.Ç, sonrasında da Bayburt'ta sohbetler yapan bir öğretmenin de ByLock kullanmasını söylediğini, kendisinin ise "Artık size güvenmiyorum." dediğini anlattı.
Örgütün, "İnsanlar fişleniyor." diye kendi yayın organlarında "yaygara" yaptığına dikkati çeken A.Ç, "İnsanları fişleyenlerin kendileri olduğunu burada gördüm. Benim sadakatim Allah'adır, devletimedir. Benim başka bir yere ya da birine sadakatim yoktur ve olmayacaktır." ifadelerini kullandı.
A.Ç, beraat talebinde bulundu.
Duruşma, pazartesi gününe ertelendi.