HİLAL KAPLAN'IN YAZISINDAN BAŞLIKLAR
Şöyle açıklayayım: Kadınların arkadaki ya da üst kattaki kadınlar bölümünde durması, günümüzdeki feminist diskur bağlamında bile 'özgürleştirici' bir imkân olarak okunabilir, okunmalıdır. Şayet erkekle yan yana olmak bir 'güç/iktidar' mücadelesinin dışavurumu olarak algılanıyorsa, bilinmelidir ki göz önünde olan değil, gözleyen olmak iktidardır.
Yukarıdan bakmak, mahremiyet sahibi olmak, bakışın nesnesi değil öznesi olmak güç sahibi olmaktır.
Dünyayı her gün yeniden keşfeden gençlerimiz, biraz Lacan, biraz Foucault okursanız dediğimi anlarsınız.
Aynısı İmam Efendiler için de geçerli.
Namazı İmam kıldırıyor diye bu onu Allah katında daha mübarek mi yapar? Hayır.
Daha üstün mü yapar? Hayır. Ama daha fazla dünyevi ve uhrevi yükümlülük sahibi yapar. İmam, vazife tevdi edilenden başkası değildir. Üstelik işi çok zordur.
Örneğin namazda Allah'la irtibatı arasına cemaati yönlendirdiği bilgisi girmeden baş başa kalması müşküldür. Her hareketi önce Allah sonra kul gözünün deşiciliği altındadır.
Kendi iradesiyle girdiği bir panopticona maruzdur.
Velhasıl, üstünlüğü iki adım geride ya da iki adım ileride aramak kadar süfli ve açıkçası zekâ pırıltısı yoksunu anlayışı reddediyorum.
Üstünlük, takvadadır; Allah cümlemize sosyal normlardan değil, O'ndan hakkıyla korkmayı ve çekinmeyi nasip etsin.
YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ