Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Hollanda tarafından uçağının iniş izninin iptal edilmesine ilişkin, "Bu referandumda niye taraf tutuyorsunuz? Bu referandum ve yeni sistem, yeni yönetim sistemi, anayasadaki değişiklik sizi neden bu kadar rahatsız etti de bunu engellemeye çalışıyorsunuz? Çünkü bunlar biliyor ki Türkiye bu yeni referandumla beraber artık daha güçlenecek, daha bağımsız bir ülke olacak, ekonomisi çok daha güçlenecek ve onların tabiriyle tutulamayacak bir ülke olacak." dedi.
10 soruda Hollanda’nın yasak kararıAtatürk Havalimanında basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Çavuşoğlu, Hollanda tarafından uçağının iniş izninin iptal edilmesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Bakan Çavuşoğlu, "Hollanda'nın aldığı bu karar her bakımdan bir skandaldır ve kabul edilemez. Diplomatik teamüllere sığmaz. Bir kere artık diplomaside, artık en uç noktadır böyle bir şey. Bir dışişleri bakanının uçuş izninin, yazılı bir şekilde verilen uçuş izninin, tekrar yazılı şekilde iptal edilmesi hiçbir bakımdan kabul edilemez. Demokratik teamüller, hatta özgürlükler, Avrupa'nın değerleri, iki ülke arasındaki dostluk, bugüne kadar 405 yıllık bir dostluk hangi bakımdan bakarsanız bakın bu bir kere kabul edilemez." ifadelerini kullandı.
Bu halk oylamasında da yurtdışı seçim koordinasyon merkezinin kendilerine, bakanlara yaptığı programlar çerçevesinde bazı ülkelerde gidip halk oylamasının ne olduğunu anlattıklarını, anlatmaya devam edeceklerini dile getiren Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Esasen geçtiğimiz seçimlerde de yine Hollanda, Fransa, Almanya, İngiltere, İsviçre, birçok Avrupa ülkesine giderek veya diğer arkadaşlarımız başka başka, vatandaşlarımızın yaşadığı şehirlere, ülkelere giderek bu çalışmaları yaptı. Ben hatta Rotterdam'da da gidip sokaklarda vatandaşlarımızı iş yerlerinde de ziyaret ettim. Yani esnaf gezisi yaptım. Aynı şekilde salonda da vatandaşlarımızla bir araya gelmiştik. Şimdi ne değişti de izin vermiyorsunuz? Ne değişti de engellemeye çalışıyorsunuz? Bu referandumda niye taraf tutuyorsunuz? Bu referandum ve yeni sistem, yeni yönetim sistemi, anayasadaki değişiklik sizi neden bu kadar rahatsız etti de bunu engellemeye çalışıyorsunuz? Çünkü bunlar biliyor ki Türkiye bu yeni referandumla beraber artık daha güçlenecek, daha bağımsız bir ülke olacak, ekonomisi çok daha güçlenecek ve onların tabiriyle tutulamayacak bir ülke olacak."
- "BİR BAŞBAKANIN HAFİFLİĞİ BAKIMINDAN BU UTANÇ VERİCİ BİR ŞEY"
Mevlüt Çavuşoğlu, Hollanda ve diğer ülkelerde bugüne kadar yapılan programlarda vatandaşlara da hep olumlu mesajlar verdiklerine işaret ederek, şöyle konuştu:
"Bu süreçte de bu program belli olduktan sonra Başbakanın sosyal medyadan 'Türk bakanını kabul etmiyoruz. Türk bakanını burada görmek istemiyoruz'... Aynı Wilders'ın gibi yaptığı açıklamaları gördük. Daha sonra Dışişleri Bakanıyla bir telefon görüşmesi yaptık. Kendisine açıkça söyledim; 'Bert, benim seçim öncesi gelmem-ki biz böyle bir hesap yapmadık. SKM programları yapmış değişik ülkelerde-benim seçim öncesi gelmem sizi Wilders karşısında zor durumda bırakacaksa tamam. Ben bu konuda anlayış gösteririm, seçimden sonra gelirim. Gayet samimi, açık, dostane bir yaklaşım içinde... Kendisi bana dedi ki 'Seçim sonrası da sana garanti veremem.' 'Bert, bu hoş bir şey değil.' dedim. Yani 'Seçim sonrası da garanti veremem.' ne demek? Benim oraya gelip gelmemem senin garanti vermene bağlı değil ki. Ben sana insan gibi söylüyorum. Sen yine de başbakanınla görüş, sonra bana neticeyi bildir, eğer 'Seçim sonrası da istemiyoruz.' derseniz ben cumartesi günü gelirim. 'Yok seçim sonrası gel derseniz' ona bakarız, beraber değerlendiririz. Ben telefon beklerken Hollanda Dışişleri Bakanından, yine Hollanda Rutte'den 'Seçim öncesi de seçim sonrası da Türkiye Cumhuriyetinin Dışişleri Bakanını burada görmek istemiyoruz.' Hatta daha da böyle ucuz bir yöntemle 'Türkiye'den Dışişleri Bakanı bizdeki müzeleri ve laleleri görmeye gelebilir.' demiş. Esasen kendisi açısından, bir başbakanın hafifliği bakımından bu utanç verici bir şey. Bir kere o laleler Osmanlı zamanında Türkiye'den gitti Hollanda'ya. Demek ki o laleler bu başbakanı ve Hollanda'daki ırkçı siyasetçileri adam edememiş. Eğer lalelerin bir faydası olacaksa biz yeni laleleri onlara göndeririz, adam olurlar biraz."
- "NİYE ENGELLİYORSUNUZ?"
Hollanda Başbakanı Rutte'nin açıklamasının ardından, Hollanda Dışişleri Bakanının kendisini aradığını aktaran Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Ben de kendisine söyledim, 'Başbakanınızın açıklaması tamamen, bir kere dürüstlük değil. Önce senin beni araman lazımdı ve durumu konuşacaktık. Böyle anlaştık.' 'İşte biz seçim sonrası da gelmeni istemiyoruz. Bakarız, New York'ta görüşürüz.' Biz de dedik ki 'bu böyle olmaz, geleceğiz.' Şimdi, Hollanda bu kararı aldı. Bu karar kimi sevindirdi? Wilders'ı sevindirdi. Çünkü Wilders'ın da istediği buydu. Wilders'ın sosyal medyadaki paylaşımlarını gördüyseniz çok memnun olmuştu. Peki, bu kararı alan başbakanın ve şu andaki hükümetin Wilders'tan ne farkı var? Hiçbir farkı yok. Aynı zihniyet, aynı kafa, aynı faşizm. Şu anda Wilders çok mutlu ama Hollanda'da bir seçim var. Aşırı, ırkçı kanadı, Wilders'ı destekleyen kişilere söylüyorum; esasen Hollanda'da hiç merak etmeyin bu seçimde kim iş başına gelirse gelsin aynı Wilders zihniyeti olacak. Hele hele bunlar devam ederse hiçbir farkları yok. Daha önce Wilders'ın İngiltere'ye müsaade edilmemesinden dolayı Hollanda'nın gösterdiği tepkiyi gördük, hatırlıyoruz. Peki siz Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanının gelmesini niye engelliyorsunuz?"
Bakan Çavuşoğlu, Hollanda'daki Türk vatandaşlarıyla buluşmalarının neden engellendiğini sorarak, "Biz vatandaşlarımızı, Türkleri, Avrupa ülkelerine, özellikle Hollanda'ya esir diye göndermedik. Onlar bu ülkelerin ekonomisine katkı sağlamak için gittiler. Eskiden işçi olarak gittiler, şimdiyse iş adamı, tüccar, sanatçı, sporcu her dalda o ülkelerin ekonomisine, sosyal yapısına, kültürüne, sporuna katkı sağlıyorlar. Ama bu insanlar senin esirin değil. Vatandaşlık vermemişsin bazı ülkelerde ama Türkiye ile de bağlarını koparmaya çalışıyorsun. Aynı şekilde vatandaşlarımızın bizimle buluşmasını engellemeye çalışıyorsun. Senin buna ne hakkın var? Hani Avrupa'da insan hakları, demokrasi, özgürlükler?" değerlendirmesini yaptı.
Avrupa ve başta Hollanda olmak üzere bazı Avrupa ülkelerinin İkinci Dünya Savaşı'ndaki Avrupa'yı hatırlattığını kaydeden Çavuşoğlu, "Aynı ırkçılık, İslam karşıtlığı, yabancı düşmanlığı, antisemitizm... Ne kadar insanlık suçu varsa bugünkü yönetimde de bunu görüyoruz." dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Hollanda'nın kararını eleştirerek, "En son bize dediler ki, 'Lahey'de yapsanız ne olur? Biz de uzlaşma olsun diye 'Tamam Lahey'de de yapabiliriz, problem değil. Orada da yaparız, burada da yaparız.' Bu sefer daha da küstahlaşarak, bizim toplantımıza kimlerin katılacağının listesini istediler. Bu ancak yani faşist bir yönetimde olur. Bu ancak diktatörlükle yönetilen bir ülkede olur. Bizim oradaki, birlikte olacağımız vatandaşlarının listesini istemek ne demek? Böyle bir uygulama olabilir mi?" dedi.
Çavuşoğlu, Atatürk Havalimanı VİP Salonunda basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Hollanda'nın attığı adımların elbette bir karşılığının olacağını söyledi.
Almanya'da da problemler yaşandığını anımsatan Çavuşoğlu, "Gittiğimiz zaman toplantımızı yaptık. Sonra Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel ile görüştük ve kendisine de liste verdik. Şu anda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımız, Gençlik ve Spor Bakanımız Almanya'da programlarına devam ediyorlar. Şu anda bir sıkıntı yok ama Hollanda'nın bu yaptığı karşılıksız kalmaz." diye konuştu.
Hollanda'nın bu ziyareti, "güvenlik gerekçesiyle iptal ettiğini" kendilerine bildirdiklerini dile getiren Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Ne yani, Türk Cumhuriyetinin Dışişleri Bakanı terörist mi? Hangi güvenlikten bahsediyorsunuz? Ya da bizimle bir araya gelecek, oradaki vatandaşlarımız, Türkler terörist mi? Gerçi iki sene önce bunların aynı zihniyetteki Başbakan Yardımcısı, oradaki Türk vatandaşları aşağılayarak, 'Bunlar DEAŞ'a destek veriyor' dedi. Biz açıklama yaptık, aynı gün hükümet devriliyordu. Sonra bizden rica ettiler, 'Biraz toparlayalım, hükümet gidiyor.' İyilik yaptık bunlara. O zamanki hükümetin yıkılmaması konusunda esasen destek de verdik. Yumuşattık ortamı ama görüyoruz işte bu hükümetin şu anda içine düştüğü durum bu. Ama söylediğim gibi dünden bu tarafa sürekli tehdit ediyorlar. 'Efendim orası, burası, efendim 50 kişi, 30 kişi istemeyiz.' En son bize dediler ki, 'Lahey'de yapsanız ne olur? Biz de uzlaşma olsun diye 'Tamam Lahey'de de yapabiliriz, problem değil. Orada da yaparız, burada da yaparız.' Bu sefer daha da küstahlaşarak, bizim toplantımıza kimlerin katılacağının listesini istediler. Bu ancak yani faşist bir yönetimde olur. Bu ancak diktatörlükle yönetilen bir ülkede olur. Bizim oradaki, birlikte olacağımız vatandaşlarının listesini istemek ne demek? Böyle bir uygulama olabilir mi?"
- "ATACAĞIMIZ ADIMLAR OLACAKTIR."
"Hollanda hiç kusura bakmasın, biz de hak ettikleri karşılığı vereceğiz." diyen Çavuşoğlu, Hollanda vatandaşlarından da çok sayıda destek mesajı geldiğini, hükümetlerinin uyguladığı ırkçı ve faşist politikaya katılmadıklarını söylediklerini ifade etti.
Çavuşoğlu, Hollanda halkıyla 405 yıllık dostluğun bulunduğunu kaydederek, "Elbette bu adımları atarken Hollanda halkını hedef almayacağız ama şu andaki yönetimi ve Hollanda yönetimini elbette, yani bu atacağımız adımlarda hedefimiz onlardır. Çünkü bu uygulamayı yapan da şu andaki hükümettir, şu andaki yönetimdir. Bunlara karşı bizim de tedbirlerimiz olacaktır. Atacağımız adımlar olacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, bir gazetecinin "Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da İstanbul'da. Onunla bir görüşmeniz olacak mı?" şeklindeki sorusuna, Erdoğan ile bugün iki kez telefonla görüştüğünü, durum değerlendirmesi yaptıklarını kaydetti.
Başbakan Binali Yıldırım ile de görüştüklerini belirten Çavuşoğlu, bazı bakanlarla durum değerlendirmesinde bulunduklarını bildirdi.
Çavuşoğlu, Hollanda'nın faşist uygulamasına karşı taraflı-tarafsız, Türkiye'de herkesin, sivil toplum örgütlerinin, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve diğer siyasetçilerin ciddi desteğini gördüklerine dikkati çekerek, "Bu esasen Türk Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı olarak, yani Mevlüt Çavuşoğlu'na yapılmış bir hareket değildir. Bana karşı bir tutum değildir. Türk Cumhuriyetinin Dışişleri Bakanına ve Türkiye Cumhuriyetine yönelik bir harekettir. Onların Türk karşıtlığı, İslam karşıtlığının ve ırkçılığının, faşizanlığının bir yansımasıdır." şeklinde konuştu.