Boğaziçi
Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü (KRDAE) Ulusal Deprem İzleme Merkezi (UDİM) Müdürü Dr. Doğan Kalafat ile Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Nurcan Meral Özel, Japonya'daki depremle ilgili değerlendirme toplantısı yaptı. Özel, depremin denizde olmasını bir şans olarak değerlendirerek, "Türkiye, alt Himalaya deprem kuşağında. Japonya'daki deprem türleri ve oluş mekanizmaları, Türkiye'den farklı. Aramızda 9 bin kilometre var. Bu mega depremin Türkiye'de meydana gelebilecek bir depremle mukayese edilmesi çok doğru değil. Üzerinde bulunduğumuz deprem kuşağı, Japonya'dan farklı" dedi.
'ALARM ÜZERİNDE ÇALIŞIYORUZ'
Türkiye'nin kıyı şeridinde son 3 bin yılda 90 tsunami meydana geldiğini anlatan Özel, "Kocaeli depreminde toprak kayması sonucu deniz dalgalarının 5- 6 metreye kadar yükseldiği biliniyor. Marmara'nın küçük bir iç deniz olması nedeniyle, alarm zamanımızın az olmasından dolayı hasar miktarı oldukça büyük olabilir. Kuzey Akdeniz ve Doğu Akdeniz ülkelerindeki denizlerde tsunaminin erken uyarısını vermek için rasathanemiz görevlendirildi" diye konuştu.
"17 AĞUSTOS'UN 40 KATI"
Kalafat ise "Pasifikte olan depremler, bizdekine göre çok daha büyük. Japonya'daki deprem, 17 Ağustos depreminin 35-40 katı büyüklüğünde. Bizde bu büyüklükte bir depremin olma riski yok denecek kadar az. 8 şiddetinde varan depremler de ülkemizde olabiliyor. Fakat, Marmara'da böyle bir deprem olma olasılığı sıfır. Büyük tsunami için çok büyük su kütlesi, derinlik, ayrıca mesafe gerekiyor. Marmara'nın boyuna baktığınızda 150 kilometre, enine baktığınızda 80 kilometre. Halbuki tsunami, kartopu gibi büyüyerek saatlerce gidebiliyor.