"Abi kurbanın olayım, evden gelsem yetişirdim, işten geliyorum, geç kaldım. Bir senem gitti, kolay bir şey değil... Abi Allah rızası için alın sınava, işten mi atacaklar!" Yüksek Öğrenime Geçiş Sınavı'nı (YGS) bir dakika ile kaçıran Mehmet Kara; okulun kapısındaki görevliye böyle sesleniyordu, döktüğü gözyaşları tüm Türkiye'yi üzmüştü.
Yıllarca sınava hazırlanıp bir dakika gecikince bu emeğin boşa gitmesi kamuoyunda da tepki çekmişti. Aslında bir dakika geciken öğrenci sınava alınsa, bir dahaki sınavda 10 dakika geciken öğrenci de çıkar. 2 milyonu aşkın öğrenciden mutlaka hata yapan olacak.
Aynı konuyla ilgili dünkü yazımda şu öneriyi sunmuştum:
Amerika'daki yüksekokul ve üniversitelere girişte kullanılan SAT (Scholastic Aptitude Test), yılda yedi kez yapılıyor. Ve SAT sınavları sonuçları iki yıl süreyle geçerli oluyor. SAT benzeri bir sınav yöntemi Türkiye'de uygulanabilir mi diye tartışılmalı. Belki SAT sistemi, sadece bir dakikalık gecikmelere değil, 12 yıl süren eğitimin kaderinin bir sınava bağlanmasına da kökten çözüm olabilir.
Bu arada ünlü şarkıcı Haluk Levent; Mehmet Kara'nın yüzünü güldürdü.
Levent, Adanalı bir işadamının Kara'nın bir yıllık dershane masrafını karşılayacağı sözünü verdi. Haluk Levent'i bu duyarlı davranışından dolayı kutluyorum.
Kara, gerçekten şansız bir genç ama yaşadığı bu trajedi onun için büyük bir şans da olabilir.
Yengiler, hatalar başarıya giden yoldaki en büyük şansımız aslında. Önemli olan yaptığımız hatadan ders çıkarabilmek.
Ben Kara'nın, hatasından gerekli dersi çıkaracağına inanıyorum, çünkü o kapıda yere yığılmış hali kötüydü, yaşadığı travma büyüktü. Klişe bir söylem olacak ama başarıya ulaşmak için önce acı çekmek gerekir.