Paralimpik Oyunları'na katılan ilk Türk kadın tenisçi olan milli tekerlekli sandalye tenisçimiz Büşra Ün, İzmir-Şirinyer'deki 16. Noter'liğe resmi bir işlem için gitmiş. Ün, 25 basamağı çıkamadığı için, imzalaması gereken evrakları noter görevlisi yanına gelerek imzalatmış. Noter masraflarının yanı sıra Büşra'dan 17.74 lira yol masrafı talep edilmiş.
Yanlış okumadınız; noter, 25 basamak aşağı indiği için bu parayı istemiş. Aynı olay daha önce de başına gelen Ün, isyan ederek tepkisini sosyal medyada paylaştı.
Olay büyüyünce Büşra'ya noter dışındaki bir işlem olduğundan otomatikman ücret kestikleri ama yine de bir yanlışlık yaptıkları, ödemenin iptal edileceği söylenmiş. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da devreye girmiş, konunun incelenmesi için talimat vermiş.
Peki, Büşra milli tenisçi olmasaydı, yaşadıklarını sosyal medyada paylaşmasaydı ne olacaktı? Hiçbir şey! O parayı ödediğiyle kalacaktı.
Zaten daha önce yine bu ücreti ödemek zorunda kalmış. Noterliğin engellilere uygun olmayacak, engelliler o merdiveni çıkamayacak ve bundan dolayı engellilerden para alacaksın.
Bu nasıl vicdansızlıktır, nasıl bir para hırsıdır!
Bu saçma mevzuat ve yasal boşluk sayesinde noterlikler kim bilir kaç vatandaşı kazıkladılar...
Türkiye'de tüm işyerlerinde 6 derece eğimli engelli giriş rampası ya da asansör olmalı. Bunun parası işyerlerinden çıkacağı için devlete de mali bir yük binmez.
Engelli dostu şehir altyapıları olmadığı için milyonlarca engelli kolay kolay dışarıya çıkmayı göze alamıyor. Sadece devletle, belediyelerle bu iş yürümez.
Özel sektöre ait tüm işyerleri, engelli dostu bir altyapıya sahip olmalı. Engellileri hayata ve üretime kazandıran ülkeler kazanır, onları eve hapsedenler ise hem vicdani, hem de ekonomik açıdan kaybeder.