Özel bir okulda İngilizce öğretmeni olarak çalışan 37 yaşında iki çocuk annesi S., Ankara'da bir AVM'nin önünden saat 23.30'da özel bir toplu taşıma aracına bindi. İnmesi gereken yerde inmek istedi ama otobüs durmadı. Şoför "Ben isteyince ineceksin!" dedi ve zavallı kadına tecavüz etti. Ayşe Arman'a konuşan S., "Keşke güzel olmasaydım!" diyor, kendine kızıyor, isyan ediyor, ölmek istiyor. "İnsan içine çıkamam!" diyor. Başına gelenlerden utanç duyuyor, "Beni öldürseydi keşke!", "Mini etek de giymemiştim!" diyor. Eğer o kadar vahşetten sonra S. "Mini etek de giymemiştim!" diyorsa oturup düşünmemiz gerekiyor. Demek ki, mini etek giymek, taciz ve tecavüze uğrama nedeniymiş gibi bir algı oluştu! Metrobüste şortlu kadına tekme vakasının önemi şimdi daha iyi anlaşılıyor değil mi? O tekme bütün kadınlara atılmıştı, kadınların şort giymeye bile çekinmesine neden oldu.
'Mini etek giydi', 'Psikolojisi bozulmadı', 'Erken boşaldı' gibi bahanelerle erkeklere sürekli indirim yapan adalet sistemi, sonunda tecavüze uğrayan bir kadına "Mini etek de giymemiştim" dedirtti.
Sadece iki çocuk annesi S. için değil, bütün kadınların hakları için bu davanın takipçisi olalım.