7.8 şiddetinde depremle sarsılan, beş metrelik tsunami dalgalarının altında kalan Yeni Zelanda'da biri kalp krizinden olmak üzere sadece iki kişi hayatını kaybetti!
Yaşanan bu az kayıp, 'Deprem değil yapı öldürür' gerçeğini bir kez daha bizlere gösterdi. Çok değil, bundan beş sene önce yine Yeni Zelanda'nın Christchurch kentinde, 6.3 büyüklüğünde bir deprem yaşanmış ve 185 kişi hayatını kaybetmişti.
Bu depremden sonra ülkedeki tüm yapılar depreme uygun hale getirildi, halk depreme karşı eğitildi. Bugün Yeni Zelanda 'dünyada deprem bilinci en yüksek ülke' kabul ediliyor.
17 Ağustos 1999 tarihinde Gölcük depremi yaşanırken İstanbulluların duyduğu o korkunç uğultu ve hissettiği sarsıntı hâlâ hafızalarda!
Neredeyse bütün uzmanlar İstanbul'da yaşanacak olası büyük depremden bahsediyor.
Peki, yeterince önlem alıyor muyuz? Yeni Zelanda gibi depreme hazır mıyız?
Kentsel dönüşüm kağıt üzerinde faydalı bir projeydi ama müteahhitlerin para hırsı yüzünden pek sağlıklı yürütülemedi.
Gölcük depreminden sonra belirlenen 480 acil toplanma alanının 270'i imara açıldı ve imara açılan birçok yerde AVM'ler, lüks rezidanslar yükseldi.
17 Ağustos'tan sonra İstanbul'da '1'inci Derece Afet-Acil Ulaşım Yolu' ilan edilen 562 cadde ve sokağın büyük bölümünün otoparka çevrildiği, hatta bu otoparkların bazılarını İSPARK'ın işlettiği ortaya çıktı.
Vakit varken hâlâ önlem alabiliriz, kimse bana bir şey olmaz diye düşünmesin!