İşte Merve ve Hülya hanımların minibüsten 'Atla atla' diye bağırıp küfür ettikleri o an! Oysa müzakereci polis, 45 dakika uğraşmıştı; Erol Çetin'i intihardan vazgeçirmek üzereydi. O vicdansız kadınlar küfür etmeseydi, belki Erol Bey şu anda aramızda olacaktı. Merve ve Hülya Hanım umarım intihara teşvikten ceza alırlar da intihara kalkışan insanlara 'Atla lan aşağı', 'Atlamazsan adam değilsin' diyen vicdansızlara ders olur.
NEDEN ÖNLEMLER ALINMIYOR?
Günlerdir bu olayı konuşuyoruz ama Boğaziçi Köprüsü'nden intiharları neden hâlâ önleyemediğimizi tartışmıyoruz. Boğaziçi Köprüsü'nde ilk intihar 14 Ocak 1975 tarihinde gerçekleşti. Ali ve Esma Cennet çifti, kendilerini Boğaz'ın sularına bırakınca, o tarihten bu yana Boğaziçi Köprüsü intiharın simgesi oldu.
İntiharlar ve kazalar gerekçe gösterilerek 1 Aralık 1977 tarihinden sonra köprüye yaya girişine izin verilmedi. O tarihten bu yana intiharları önlemek için başka hangi önlemler alındı? İntihar vakaları yüzünden köprü trafiği o kadar çok felç oluyor ki, bazen Merve ve Hülya Hanım gibi sorumsuz insanlar, intihara teşvik edici olabiliyorlar. Yok mu intiharları önlemenin kesin bir formülü?
Var aslında! Öncelikle köprüde şeritlerin yanında bulunan ve kaldırım olarak tabir edilen bölümlere geçişi engelleyecek çit yapılması gerekiyor. Korkuluklara çitler yapılabilir. Köprünün aerodinamik ve estetik yapısının bozulacağından mı korkuluyor? Aerodinamik yapıyı bozmayacak, rüzgar geçiren, estetiğe zarar vermeyen şeffaf korkuluk ve çit yapılabilir. Böylece Boğaziçi Köprüsü hem intihar mekanı olmaktan çıkar, hem de trafik kitlenmez! Çok basit bir soru: Neden bu önlemler alınmıyor?