Filmden çıktım; bildiğiniz sinirliyim. Epey tersleniyorum hayata yani. Yanımdaki ablamı sıkıştırıyorum; "Zeynep, söylesene hiç mi dürüst ilişki yok?" Gerçekten birbirine sadakatle bağlı, her haliyle birbirini kabul eden çiftler yok mu?
Hepsi mi yalan?
Hepsi mi sahte?
Hepsi mi Oscarlık oyunculuk?
Erkeklerin en aşığının bile gözleri fır mı dönüyor? Aşık olup, hayal kurup, hayatımızı şekillendirip ardından sineye çekmek ve tahammül etmek midir çemberimiz?
Hem elindeki o telefon; yanındakinden niçin daha cazip, daha seksi, daha tatmin edici?
'Cebimdeki Yabancı'; İtalyan filmi 'Perfetti Sconosciuti'nin uyarlaması...
Yapımcısı Ferzan Özpetek ve BKM, yönetmeni Serra Yılmaz... Oyuncuları; Şebnem Bozoklu, Çağlar Çorumlu, Belçim Bilgin, Şükrü Özyıldız, Buğra Gülsoy, Serkan Altunorak ve Leyla Lydia Tuğutlu...
Defalarca izlemeye değerler; öylesi bir grup performansı.
İLLA BİLMEK Mİ LAZIM?
Film, güzel yemeklerin hazırlanışıyla başlıyor.
Üç çift, yedi arkadaş nefis bir sofraya oturuyor. Cep telefonumuz kara kutumuz ya, "Hadi bir oyun oynayalım, bu gece herkesin telefonuna gelen mesajları ve aramaları hepimiz görelim, duyalım" dedikleri an, gecelerinin ve hatta hayatlarının akışı değişiyor.
Misal; bana sorsalar, asla böyle bir oyunu oynamam. Çok mu sırrım var? Hayır. O açıdan en rahat ben oynarım ama arkadaşlarımın ya da sevgilimin bilmek istemediğim şeylerini öğrenmek istemem. Ya bilmeden daha mutlu yaşayacaksam? İnsan; sevgilisinin, arkadaşının, ailesinin her şeyini bilmeli mi? Bu hayata bildiklerimizin bedelini ödemeye mi geldik?
'Cebimdeki Yabancı'; hemen şimdi izlenilmesi gereken bir film. Tabii sevgilinizle değil; sinemadan kavgalı veya küs çıkabilirsiniz.
Dedim ya, o kadar da yüzleşmeye gerek yok.