'İzlenme derdini düşünmeyen bir film' deniyor genel olarak Mehmet Günsür'ün başrolünü oynadığı 'Martıların Efendisi' için. Bunu dün de bir arkadaşımdan duydum.
Bir an içim ürpermesin mi! Neden? Eh çünkü 'izlenme derdi olmayan film' denince aklıma 'iyi bir filmden' ziyade başka şeyler geliyor.
Mesela...
Sıkıcı bir film.
Arkadaşlarım çekmese izlemeyeceğim bir film.
Tuzu, biberi eksik tam oldurulamamış bir film.
Yönetmenin paşa keyfi için çektiği bir film.
Paraların sokağa atıldığı bir film.
Çünkü benim fikrim şudur:
İyi film ille de izlenir, iyi film ille de seyircisini bulur ve kimse para saçmak için film çekmek istemez.
Bir film ya toptan başarısız olduğu, ya yeterince tanıtılmadığı, ya kötü oynandığı, ya da senaryosu kavruk olduğu için izlenmez. Hayatımda izlenmemiş bir başyapıt duymadım.
Neyse...
Henüz 'Martıların Efendisi'ni izlemediğimi de belirtmek isterim; sözlerim filme değil, çoğumuzun sık sık duyduğu bu 'izlenme/dinlenme dertleri olmayan' işlere.
Sen o kadar uğraş, didin, hayaller kur ve izlenmeyi, dinlenmeyi (müzikte de var bu) isteme.
Beklentiye girme...