Sayılı gün çabuk geçermiş, nihayet iki aydır beklediğim o gün geldi. Siz bu yazıyı okurken, ben Amsterdam'da yarınki Beyonce konserini heyecanla bekliyor olacağım.
Peşin peşin söyleyeyim; Beyonce benim için hassas bir konu. Bütün arkadaşlarım bilir; Beyonce albüm çıkarır, ben o hafta evden çıkamam, kimseye odaklanamam, başka bir şey dinleyemem, günlerce sadece onun yeni videolarını izler, şarkılarını ezberlerim. Beyonce hakkında en ufak bir eleştiriyi kaldıramam.
Bayılıyorum Beyonce'ye, kaba tabiriyle hastasıyım! Peki neden? Çünkü o kendini her defasında daha da geliştiren, müziğini ve şovlarını yenileyen muhteşem bir kadın. O, günümüzün güçlü kadınının en önemli simgesi. Şarkılar yazıyor, oyunculuk yapıyor, film çekiyor, videolarını montajlıyor, kostümlerini tasarlıyor.
Son dönemde politik mesajlar vermekten, sistemi sorgulamaktan, inandıklarını söylemekten de geri durmuyor. Kadınlara, genç kızlara ilham veriyor.
Bu sıralar da son albümü 'Lemonade' için dünya turnesinde. Dedim ki, madem bu kadını bu kadar seviyorsun, niçin gidip canlı canlı izlemiyorsun?
Bundan iki ay önce açtım internette bilet sitesini, aldım biletimi, peşinden aldım uçak biletimi, kiraladım tek odalı evimi ve bugünü beklemeye başladım.
Arkadaşlarım, konserden sonra benden haber alamayacaklarından korkuyor. Belki aklımı kaçırırmışım. Evet, kaçırabilirim! Pazartesi GÜNAYDIN'da Beyonce maceramı detaylarıyla anlatacağım. İnsanın hayallerini gerçekleştirmesi nasıl da güzel bir duygu değil mi...