İstanbul'un fethinin 566'ncı yıldönümü kutladığımız bugünlerde akıl tutulması denecek bir hadise yaşandı. Bu kutlu fetih üzerine olur olmaz kişiler aşağılık açıklamalar yapmaya başladı. Bu rezilliğe imzasını son olarak yönetmen Onur Ünlü attı.
Ünlü, sosyal medya hesabından "Hiç kimseye tahammül etmek zorunda değilim. Kimse de bana tahammül etmek zorunda değil. Öyleyse, İstanbul'un 1453'teki işgalini fetih zanneden vasatlar beni takibi bırakırsa çok sevineceğim" diyerek düşüncelerini dile getirdi, sonra da bu yorumunu sildi.
Ünlü'nün; Peygamber Efendimiz'in "İstanbul (Kostantiniyye) mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, onu fetheden ordu ne güzel ordudur" sözüyle müjdelediği ve Ortaçağ'ın kapanıp Yeniçağ'ın başlamasını sağlayan bu kutlu fetih hakkındaki pervasız açıklamasının nedenini merak ettim doğrusu.
Dahil olduğu toplumdan bu kadar nefret eden ve bunu da açıkça ifade eden Cihangir solcusu Onur Ünlü, acaba neyin peşinde? Böyle garip açılamalarla toplumun sinir uçlarına dokunmaktaki amacı acaba kısa yoldan ucuz karaman olmak mı? Öyle ya; bugüne kadar pek çok sözde aydın önce toplumu kışkırtacak, nefret uyandıracak açıklamalar yapar, ardından da "Fikir özgürlüğü yok, beni linç ediyorlar" diyerek ülkesini yabancı kamuoyuna şikayet eder. Kısa yoldan yurt dışında şöhret olur, sonra gelsin ödüller, plaketler...
Bir de işin diğer boyutu var. Daha düne kadar korkak bir adam olan Onur Ünlü, ne oldu da bir anda topluma atar gider yapan bir adama dönüştü? Hatırlarsanız bir süredir yarı yaşındaki Hazar Ergüçlü ile birlikte. Bu yüzden sosyal medyada birkaç çapulcu kendisini tehdit etmişti. Bu da savcılığa sığınıp "Bana sübyancı diyorlar, korkuyorum" demişti.
Peki dün tir tir titreyen adam ne oldu da bir anda tüm toplumu karşısına almayı göze alan açıklamalar yapıyor? Yoksa Onur Ünlü yürek mi yedi?