Sanatseverler dünya çapında üne sahip olacak bir müze binası için gün sayıyor. Galataport kapsamında yeniden yapılan Türkiye'nin ilk modern sanat müzesi İstanbul Modern'den bahsediyorum. Bugüne kadar görselleri sır gibi saklanan yeni bina mimarlık dünyasının en prestijli ödülü kabul edilen Pritzker sahibi Renzo Piano'ya emanet. Piano, Paris'teki ünlü çağdaş sanat müzesi Centre Pompidou'nun yanı sıra New York'taki Whitney Amerikan Sanat Müzesi, İsviçre'deki Beyeler Vakfı Müzesi, İspanya'daki Centro Bot&iacuten gibi çok sayıda müze ve sanat merkezini tasarladı. Avrupa'nın en yüksek binası olarak bilinen Londra'daki Shard binası da Piano'nun imzasını taşıyor. Renzo Piano'nun tasarladığı her müze, her sanat kurumu o kentin ikonik yapılarından biri oluyor. 15.000 metrekarelik bina sadece İstanbul Modern'in mevcut ve gelecekteki sanat koleksiyonlarına ev sahipliği yapmakla kalmıyor, aynı zamanda topluma ve şehre çok sayıda buluşma imkanı sunan eğitim ve kültür etkinlikleri için güvenli ve davetkar bir ortam sağlıyor. Şeffaf lobi, bir kafeye, kitapçıya, kütüphaneye, müze bilgi noktalarına ve Paris'teki Centre Pompidou ile birlikte geliştirilen Discovery Space projesi için özel bir atölye alanına da sahip olacak. Dünyaca üne sahip olması beklenen İstanbul'un yeni ikonik binasının 2021 yılı bitmeden açılması planlanıyor.



DİJİTALLEŞMEYE İNAT PLAĞIN YÜKSELİŞİ
Hafta sonu yasakları birçok kişiyi evlerinde değişiklik yapmaya teşvik etti, yeni büyük eşyalar alanlar da oldu küçük değişikliklere gidenler de. Dijitalleşmeye inat modern pikaplar, antika Gramafon alanların sayısı yüzde 40 oranında artmış. Pandemi sürecinde vakitlerinin büyük bölümünü evlerinde geçirenlerin nostaljik müziğe yönelmesi, plak satışlarını ciddi oranda arttırmış. Hayat ne tuhaf değil mi, uzun yıllar dijitalleşmeden nasibini alan plaklar pandemi sayesinde gündeme böyle güzel haberlerle geldi. Bu süreçte plakları en çok ilgi gören sanatçılar listesinde Ferdi Özbeğen birinci sıradaymış. Özbeğen'i Orhan Gencebay, Müslüm Gürses, Zeki Müren plakları takip ediyormuş. Dilerim pandemi sonrası plak daha da popüler hale gelir.



DUYGUSAL İLİŞKİLERDE MUTSUZ ÇIKAN İKİ ÜLKE
Avrupa İstatistik Ofisi Eurostat tarafından yapılan araştırmada Avrupa'da bireylerin duygusal ilişkilerinde ne kadar mutlu olduğu soruluyor. Sonuçlar inanılır gibi değil çünkü ülkemizde 7'den 70'e herkesin serzenişte bulunduğu ilişkilerde neden mutsuzuz meselesi istatiksel verilerle ortaya konmuş. Araştırma kapsamında Avrupa genelinde yapılan ankete katılan 16 yaş ve üstü kişilere, ilişkilerine on üzerinden bir puan vermeleri isteniyor. Duygusal ilişkilerde en yüksek memnuniyet İrlanda, İsviçre, Malta, Avusturya ve Slovenya'da. Bu ülkeleri 8.5'lik bir oranla Kıbrıs ve İsveç, 8.4'le de Finlandiya takip ediyor. Sonuçlara göre Avrupa'nın en mutlu çiftleri İsviçre, İrlanda ve Malta'da, en mutsuzları ise Türkiye ve Bulgaristan'daymış. Kişisel ilişkilerinde en düşük memnuniyet ise 6.6'lık bir oranla Bulgaristan'da ölçülüyor. Ardından 7.0'lık bir oranla Türkiye ve 7.1 ile Yunanistan geliyor. Hayır bu sonucu kabul etmiyoruz diyemiyorum çünkü biz duygusal ilişkilerde melankoliden mutsuzluktan beslenen de bir milletiz. Ayrıca bir şok daha, araştırma sonucunda 2013 ile karşılaştırıldığında Türkiye, Danimarka, Letonya, Hollanda, Litvanya ve Lüksemburg'da ise düşüş yaşandığı gözlemleniyor. Yıllar geçtikçe mutsuzluktan beslenme alışkanlık mı yapıyor nedir? Sizce?