Yeni normalleşme kapsamında kademeli olarak sosyal hayata dönüş başlarken, restoran ve kafeler de bu süreçte yeni deneyimlerin yaşanacağı mekanlar olacak. Peki yeni düzende çalışmaya ya da sosyalleşmeye ne kadar hazırız? Örneğin 1 Haziran'da restoran ve kafeler açılacak, garsonlarla nasıl bir sosyal mesafede olacağız?
İstersek hiçbir mesafede olmayacağımız sistemlerin keşfindeyken karşıma MYNU çıktı. Aplikasyonu telefonunuza indirdikten sonra gideceğiz kafe ya da restoranın menüsünden seçiminizi yapıp hesabı da temassız bir şekilde ödeyebiliyorsunuz, böylelikle garsonla sosyal mesafede de olsa temasınız minimum oluyor. MYNU, temassız sipariş ve ödeme hizmeti ile restoranlarda güvenli yeme-içme deneyimi sağlamasının yanı sıra bekleme süresini de azaltıyor. Bu girişimin bir güzel yanı da normalleşme süreci ile birlikte açılmaya hazırlanan restoran ve kafelere ücretsiz olarak sunulması. Hijyenik açıdan tedirginliğe sebep olacak basılı menülerden dijital ortamda seçim yapmak bu zamanda en mantıklısı.
ROBOTLAR KAHVE YAPIYOR
Bu arada yakın gelecekte; insanların yaptığı işlerin bir kısmını robotlar ya da makineler devralacak, hatta pandemi dönemini de fırsat bilip harekete geçmişler. Robotlar, dünyanın en büyük 15 ekonomisinde 5 milyondan fazla işi ortadan kaldırabilir ama böyle bir zamanda krizi fırsata çevirecekleri kimsenin aklına gelmezdi. Güney Kore'de bir kafede sosyal mesafenin korunması için robotlar işe başlamış bile. Robotların virüs bulaştırma riskinin olmadığına dikkat çekiliyor. Sadece garson değil, barista robotlar da var, hem de altı farklı siparişi 7 dakikada hazırlayabilecek hızdalar, 60 farklı kahve yapabiliyorlar. Ancak istihdamı düşürmesi ve işsizliğin ortaya çıkabileceği noktasında eleştiriler şiddetlenecektir. Ülkemizde henüz robot yüzünden işini kaybeden kimse yok ancak olabileceği korkusu yetiyor de artıyor.
İmmün plazmasını satışa çıkaranlara inanamıyorum
Koronavirüsle mücadelede hastalara umut olan immün plazma, bir ilanda satılık olarak karşıma çıktı. 'Yok canım gerçek olamaz bu' diyerek dayanamıyorum ve arıyorum. İnsan olmayı unutan biri cevap veriyor. Yakınlarının tedavisi için plazma bağışı çağrısında bulunanlardan 15 bin lira ile 40 bin lira arasında rakamlar talep ettiklerinden bahsediyor. Utanmıyor, sıkılmıyor, 'Ticaret bu' kafasında. Tebrik ediyorum kendisini. Bugün ihtiyacı olan, ölüm döşeğinde boğulan insanlara kanını satan, yarın her şeyini satar. Kapatıyorum telefonu. Dünyada başka birinin hayatını kurtarmaktan daha güzel bir şey olmadığını bilmeyen bir insana hiçbir şey anlatamazsınız. Gidip immün plazmasını kaybettiği insanlığı ile takas etsin. Bu arada bu karantina sürecinde böyle insanları unutamayacağımız gibi; kirayı artıran ev sahiplerini, kolonyayı, maskeyi 100 liraya satanları, eski sevgili fırsatçılığını da unutmayacağız.
Online edebiyat günlerini kaçırmayın
Tam da bu sokağa çıkma yasağında yapılacak en şahane etkinliklerden biri... İş Sanat'ta çevrim içi Edebiyat Günleri dün başladı, yarın da son gün. O nedenle edebiyata ilginiz varsa sakın kaçırmayın! İlk kez çevrim içi düzenlenen Edebiyat Günleri'nde; önceki sezonlarda sahnelenen şiir ve hikâye dinletilerinin tam kayıtları, sanatçıların evde kaydettikleri özel performanslar ile Kibele Sanat Galerisi'nde 2015 yılında gerçekleşen Biz Mektup Yazardık başlıklı sergiden ayrıntıların yer alacağı bir seçki, edebiyatseverlerle buluşuyor. Sait Faik Hikaye Armağanı sahibi Pelin Buzluk, Kemal Varol, Ethem Baran, Yalçın Tosun ve Melisa Kesmez hikayelerini seslendirirken; Cevat Çapan ve Haydar Ergülen şiir okuyacak.