Türkiye'nin en iyi haber sitesi
FUNDA KARAYEL

Karantina paradoksu: Çok seçenekli hayat mutsuzluk sebebi mi?

Dünyada neredeyse tek gündem maddesi haline gelen koronavirüs salgını, evde kaldığımız şu günlerde hayata dair birçok şeyi sorgulamamıza neden oluyor. Örneğin araştırmacılar, uzun zamandan beri insanları en çok neyin mutlu ettiğini bulmaya çalışıyordu. İşte aslında karantina günleri araştırmacılar için salt mutluluğu ölçmek bakımından doğru bir zaman. Psikologlar Mark Lepper ve Sheena Iyengar de süpermarkette mutluluk üzerine bir araştırma yapmışlar. Kaliteli reçellerle bir deneme standı kurarak insanlara bir seferinde 6, diğerinde 24 seçenek sunmuşlar.

SADE AMA MUTLU HAYAT
Deneyin sonunda, 6 seçenek sunulan kişilerin yüzde 30'u reçel alırken, 24 seçenek sunulan kişilerin sadece yüzde 3'ünün reçel aldığı görülmüş. Yani bu teoriye göre; karantina dışındaki hayatımızda seçenekler ne kadar artarsa, seçim kabiliyetimiz ve seçimimizden memnun olma olasılığımız o denli azalıyor. Sosyal mesafenin olmadığı, özgürce her şeyi yaptığınız günleri bir düşünün; sınırsız seçenek mutsuzlukmuş meğer... Şu ana bakın bir de, seçeneksiz ne kadar da mutlu ve sade bir hayat yaşıyoruz. İşte karantinadan bir ders daha size.

'Fransa'da şartlar ağır

YASAKLARA UYMAYAN HAPSE ATILIYOR'
Bu köşede dünyanın dört bir yanından karantina günlükleri yayınlanmaya başladığından beri, siz değerli okuyuculardan umut dolu, birlik beraber mesajları içeren e-mailler gelmeye başladı. Bir kısmı "Acımızı paylaştıkça daha da güçleniyoruz, tüm dünya bu savaşı birlik beraberlik içinde yeneceğiz" derken, diğer kısım "Gördünüz mü İspanya'yı, New York'u? Biz çok iyi haldeyiz" diyor. İtalya, New York, Barcelona günlüklerinden sonra bugün de vaka sayısı ciddi sayılara ulaşan Fransa'nın günlüğüne bakıyoruz... Cannes'da ve Paris'te mimarlık yapan Özge Bayraktar, ülkesindeki durumu kendi hissettikleriyle kaleme aldı...

BALKON EYLEMLERİ VAR
"Fransa'daki durum ağır geçiyor. İnsanlar evlerine kapanmış durumda, zaten sokağa çıkma yasağı var. Zorunlu haller dışında sokağa çıkana ağır para cezaları uygulanıyor. Ödeyecek parası yoksa da hapse atılıyor. Bu bölge Cannes Film Festivali zamanı coşkulu partileriyle bilinse de, festivalde bölgeye gelenler dışında yerel nüfus hep yaşlıdır. Fransa'daki sanatçılar şovlarını Facebook Live üzerinden kendi evlerinden yapıyorlar artık. Fransa'da Facebook hala Instagram'dan daha popüler. Burada da slogan 'Rester chez elle' yani 'Evde kal.' Tüm dünyada olduğu gibi burada da sağlık çalışanları için balkon eylemleri yapılıyor. Ben mimar olarak evden çalışmaya devam ediyorum. Son birkaç senedir projelerin yoğunluğundan kendime vakit ayırmayı unutmuştum. Resim yapmayı, evde uzanıp kitap okumayı özlemiştim. Bu süreci böyle değerlendirmeye çalışıyorum. Sokağa çıkma yasağından dolayı evimin önündeki denize bile giremiyorum

'İtalya gibi olmayacaklarını sandılar'

Özge Bayraktar, Fransız Cumhurbaşkanı Macron'un açıklamalarının kendilerini biraz rahatlattığını söyleyerek yazısına şöyle devam etti: "Ciddi anlamda ekonomik yardımlar olacak. Vergilere ödeme kolaylıkları geldi. Bu arada Fransa'daki sokağa çıkma yasağının en az bir ay daha devam edeceği söyleniyor. 15 gün önce başlamıştı, yani 45 günlük bir süreç. Sağlık açısından durum gerçekten kötü! Yayınlanan rakamlar sadece hastanede ölenlerin sayısı. Huzur evlerinde veya evde tek başına ölenlerin sayısı açıklanmıyor. Fransa önlem almakta geç kaldı. 2000 yılında En İyi Sağlık Olanakları Olan Ülke seçildiği için İtalya gibi olmayacaklarını düşündüler."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA