Türk sinemasında kadının temsili uzun zamandır tartışılan bir konu. Esas olarak kötü kadın karakterleri değil; kadının beyazperdede sürekli kötülenmesini, aşağılanmasını ve şiddetin birçok türünün normalmiş gibi gösterilmesini eleştiriyoruz. Kimi zaman 'Olmaz olsun böyle kadın düşmanı filmler' diye ayaklanıyoruz. Ayrımcılık yapan bu bakış açıları maalesef genelde erkek hegomanyasından ortaya çıkıyor. Yıllardır filmlerde olan biten, hep erkeklerin gözünden anlatılmadı mı? Yeni yeni güçlü kadın yönetmenlerin elinden çıkan, ilham verici hikayeler izliyoruz. 'Bu sinemamız ve kadınlar adına umut verici bir gelişme' derken, 'Erkekleri aşağılayan filmler yasaklansın' diye bir sosyal medya kampanyasına denk geldim. Instagram'daki adamdegilerkek hesabı, erkeklere yönelik tüm toplumsal sorunları dile getiriyormuş; sözde tabii. 'Küçük Esnaf' filmindeki bir sahneyi 'erkekleri kötü gösteren bir sahne' diye yayınlayıp 'Bu filmi kınıyoruz' diye yazmışlar. Ardından 'Medyada kadın ayrımcılığı cezalandırılırken, erkeğe yapılan ayrımcılık fark edilmiyor bile' demişler. Düşünebiliyor musunuz, kadınlar yıllarca ne hallerde gösterildi... Neymiş efendim, erkekler kötü gösteriliyormuş. Dünyanın sonu mu geliyor ne!