Belirsiz bir dünyada yaşıyoruz; bunu hiç bu kadar net farketmemiştik belki daha önce. Ankara, Beyrut, Rus uçağı ve Paris'te, bir ay içinde 500 masum insan terör kurbanı oldu. Amerika'da haber kanalları seçimleri bırakıp 24 saat Paris'teki gelişmeleri bildiriyor. Çünkü terör, artık sadece zor bölgelerde değil, her yerde. 'Hiçbir yerde güvende değilim' hissi tavan yaptı. Paris gibi romantizmin, aşkın, güzelliklerin ve özgürlüğün sembolü olan bir şehir bile endişe ve korku merkezine döndü. Ölümü yaşama tercih eden kayıp ruhlar, yaşamayı seven masumlara ne kadar ağır bedel ödettiklerini umursamıyorlar bile. Bu zalimliği sona erdirmek için elimizden bir şey gelmiyor. Ama en azından bütün dünyayı saran bu umutsuz enerjiyi hafifletmek için yapabileceğimiz bir şey var.
'SİZ, ÖLÜ RUHLARSINIZ'
Korkusuz yaşamaktan bahsetmiyorum; o, aptallık ve duyarsızlık olur. Ama korkunun, endişenin, öfkenin ve paniğin ötesinde, duygularınızı idare edip makul olabilmeyi, merhameti, asaleti, insanlığı, cesareti, olgunluğu ve anlamı seçebiliriz. Tüm bu erdemler, kötü şeylerden bizi korumayabilir ama karşılaştığınız şey her ne olursa olsun; size dayanma gücü, cesaret ve vicdan rahatlığı verir. Paris'teki katliamda eşini kaybeden Antoine Leiris'in kişisel facebook hesabına yazdığı ve 200 bin kez paylaşılan not, bunun çok güzel bir örneği. Okuduysanız bile tekrar sindirerek okuyun lütfen. İnsanın ruhunu iyileştirebilecek bir yazı:
"Cuma akşamı olağanüstü bir hayatı çaldınız. Hayatımın aşkını, çocuğumun annesini... Ancak benim nefretimi kazanamayacaksınız. Kim olduğunuzu bilmiyorum ve bilmek de istemiyorum. Sizler ölü ruhlarsınız. Uğruna körü körüne insan öldürdüğünüz tanrı bizi kendi yansıması olarak yarattıysa, karımın vücudundaki her bir kurşun, onun kalbinde bir yaradır. Sizden nefret ederek sizi tatmin etmeyeceğim. Biliyorum istiyorsunuz ama nefrete öfke ile karşılık vermek, sizi siz yapan cehaletle aynı şey olur. Benden korkmamı istiyorsunuz, güvenliğim için özgürlüğümden fedakarlık etmemi, etrafımdakilere şüpheyle bakmamı istiyorsunuz. Ama kaybettiniz. Tabii ki büyük bir acıyla yıkıldım. Size bu küçük zaferi veriyorum.
Ama kısa sürecek. Onun (eşi), her gün bizim yanımızda olacağını ve sizin hiçbir zaman erişemeyeceğiniz özgür ruhlar cennetinde birbirimizi yeniden bulacağımızı biliyorum. Biz ikimiz; oğlum ve ben, dünyadaki tüm ordulardan daha güçlüyüz. Size daha fazla zaman harcamayacağım, uykusundan uyanan Melvil'in (oğlu) yanına dönmem gerekiyor. 17 aylık bile değil henüz... Bugün de her gün yaptığı gibi yemeğini yiyecek ve onunla oynamaya çıkacağız. Bu küçük çocuk, hayatı boyunca mutlu ve özgür olacak. Çünkü onun da nefretini kazanamayacaksınız."
Sevgili okurlar; kendimize defalarca daha huzurlu yaşama sözü verdiğimiz halde; kaygıların, suçluluk hissinin, öfkenin, paniklerin hayatımızı kontrol etmesine izin verebiliyoruz. Bu belirsiz dünyada ruh sağlığınızı koruyabilmenin ve kendinizi güçlü hissedebilmenin yolu, duygularınızı idare edebilmektir.
3-5 Aralık tarihlerinde 'Duygularınızın Master'ı Olun' adlı seminerime katılmak ister misiniz? Ayrıntılı bilgiyi, 0538 941 18 31 no'lu telefondan veya info@narkendinol.com'dan alabilirsiniz.