Atv Muhabiri Altay Altuğ'un kameraman Muhammed Ersöz ile beraber yaptığı enfes haber, kolay rastlanmayacak bir insan hikayesini anlatıyordu.
Elektrik teknisyeni Nihat Ulusoy'a mesleki başarısından dolayı çevresindeki herkes "Yerli Nikola Tesla" (Elektrik dahisi bilim adamı) diyorlardı. Ulusoy, önce eşinden boşandı. Sonra birlikte yaşadığı annesini kaybetti.
Kardeşiyle aynı evde yaşayamayınca kendini sokaklara attı. Şantiyelerin sağlıksız yatakhanelerinde geçirdiği çileli günler yüzünden verem oldu ve mesleğini yapamaz hale geldi. Aylarca parklarda yattı. Bir gün belediye görevlileri, yıkanıp paklanması için onu Hazreti Kaab Camii'ne getirdiler. Caminin imamı Emin Kır onu sahiplendi. "Madem böyle bir sanatın var, gel bizim Eyüpsultan ilçesindeki tüm cami ve Kuran kurslarının elektrik işlerini sen yap" dedi. Eyüpsultan Müftülüğü'nün de yardımıyla Ulusoy'a hem iş hem de yatacak sıcak bir yuva sağlandı.
Haber dönüşü, yılların tecrübeli sunucusu, değerli dostum İbrahim Sadri, aklımdan geçenleri seslendirdi. Onun söylediklerini eksen alarak ben de düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istedim:
Din görevlilerinin tek görevi insanlara din hizmeti vermek, namaz kıldırmak, vaaz vermek, hutbe okumak değildir. Cemaatin sorunlarıyla ilgilenmek, topluma iyilik ve güzellikle rehberlik etmek, güçsüzlerin elinden tutmak, insanların vicdanlarını harekete geçirecek uygulamalarda bulunmak da asli görevleri arasındadır. İşte bu yüzden Hazreti Kaab Camii İmamı Emin Kır'ın yaklaşımını son derece değerli buldum.
Halk arasında "İmam şöyle yaparsa, cemaat böyle yapar" şeklinde amiyane bir tabir vardır. Bu deyimi temize çeken İmam Emin Kır beyefendiye huzurlarınızda teşekkür ediyorum. Allah razı olsun...
Müge'nin muhteşem şatosu!
Geçen hafta sizlere bu sütunlardan Müge Anlı'nın büyük bir lego tutkunu olduğunu duyurmuştum. Bu hobisinden hareketle, başarısının ardındaki büyük sırrı da yazmıştım. Lego yaptığı için en çapraşık cinayet dosyalarını bile çözüme ulaştırırken, 'doğru taşı doğru yere koyma' yetisini kullanıyordu. Sonunda Müge'nin 17 bin parçadan oluşan muhteşem legosu bitti. Görüntüyü sosyal medya hesabından gururla paylaşan Müge sonunda bir masal şatosuna sahip olmuştu.
Bu ilginç hobisi üzerine Müge Anlı ile uzun uzun sohbet ettik. Her gün önüne çıkan dramatik olayların üzerinde yarattığı travmadan kurtulmak için kendini iyice lego yapmaya vermiş.
Bu arada Atv'deki programına her zaman hakim olan yüksek tansiyon ve bağırış çağırışlardan dolayı kadıncağızı tansiyon hastası da yapmışlar. Son günlerde sürekli yüksek tansiyon sorunu yaşayan sevgili Müge, sık sık doktor kontrolüne gitmeye başlamış. Buradan Müge'nin ateşli konuklarına sesleniyorum: Üzmeyin Müge'mizi, o bize çok lazım...
Bu da profesyonel mağdur
Ece Üner'le Susma programında bir mağdur (!) adam konuştu. Adı Seyfettin Doğan'dı. Evlilik vaadiyle kandırılıp, dolandırıldığından şikayet ediyordu. Gelin görün ki, gündüz kuşağı reality show programlarındaki örneklerinden farklı olarak, 50 yaşında tam 60 kez kadınlar tarafından dolandırıldığını anlattı...
50 yaşında 60 kez kadınlar tarafından dolandırılmak... Akla mantığa sığıyor mu? Muhtemelen dolandırılmak bu arkadaşta tiryakilik yaratmış. Ya da televizyonda şöhret olup adından söz ettirmenin ilginç ve son derece pahalı bir yolunu bulmuş... Hep dolandırıcılar kralı olacak değil ya, bir de dolandırılanlar kralımız oldu.
Gaflet kürsüsü
Fulya ile Umudun Olsun'a katılan Mustafa Önal: "Karım, evimize 'Kardeşim, amcam ve yeğenim' dediği 3 adamla geldi. 'Onları çok özledim bu gece onların arasında yatayım' dedi. Ama bu adamlar karımın sevgilisiymiş."
Zap'tiye
İstanbul'daki tampon tampona sıkıntının adı 'trafik' olamaz. Çünkü 'trafik' bir hareketi, akışkanlığı ifade eder. Bizim şehirdeki olsa olsa trajik'tir!
Ne demiş?
"Kesinlikle kulak temizleme çubuğu kullanmayın. Yok eğer atmaya kıyamıyorsanız, göbek deliğinizi temizleyin." (Seda Sayan'a konuk olan KBB Uzmanı Prof. Dr. Dilaver Özturan'n sözleri)