Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Bir öğün değil bir ömür

Bugün 23 Nisan... 'Her şeye rağmen' neşe doluyor insan. Maskeler gülümsememizi göstermese de yüreğimizde sevinç ve umut var. Okulların bahçesinde, meydanlarda, statlarda hep birlikte kutlamasak da bayram coşkumuz içimizden, evimizden taşacak.
Bizim Ela iki gündür uyku uyumuyor, 23 Nisan geliyor diye... Her gün bana Atatürk'ü anlatıyor, çocuklara bayram hediye etmiş ya... Her Atatürk dediğinde gözlerinin içi parlıyor.
Atatürk, dünya çocuklarına bayram hediye eden ilk ve tek lider. Nasıl sevmesin ki çocuklar?.. Tıpkı bugün aracının bagajında miniklere dağıtmak için oyuncak taşıyan Cumhurbaşkanımızı sevdikleri gibi... Evlere ziyarete gittiğinde önce çocukların elini öpen Tayyip Amca'larını...
Biz bugün Ela ile hem Ramazan sevincimizi hem 23 Nisan coşkumuzu birleştireceğiz. Bunu nasıl mı yapacağız? Erken kalkıp, en güzel elbiselerimizi giyeceğiz. Sonra Barış Manço'nun "Bugün bayram, erken kalkın çocuklar" şarkısını açacağız. Evimizin her köşesini bayraklar, Atatürk posterleri ve balonlarla donatacağız.
Sonra oturup, Ela Aytuğ'un Günlüğü adındaki YouTube kanalımız için harika bir 23 Nisan röportajı çekerek, yayınlayacağız. Coşkumuz dalga dalga tüm ülkeye yayılsın diye... Sonra?... İşte bu sonrası çok daha önemli: Dedik ya, Ramazan ile 23 Nisan'ı 'iyilikte' buluşturacağız diye... Yeryüzü Doktorları'na 280 liralık bağışta bulunacağız. "Bir öğün değil, bir ömür" kampanyasına destek vermek için. Çünkü o 280 liralık bağışla Afrika'daki açlıktan ölmek üzere olan bir çocuğun hayatı kurtuluyor. Ölümün pençesinden çekip alınacak o çocuğun tıbbi beslenme tedavisinin tutarı bu.
10 paket sigara parasına bir hayatı kurtarmak... Ramazan'ın yüzü suyu hürmetine, ona bir öğün değil, bir ömür vermek... Çünkü Atatürk, bu bayramı sadece Türk çocuklarına değil, tüm 'dünya çocuklarına' armağan etmişti. Unutmadığımızı göstereceğiz, 4 buçuk yaşındaki Ela ile birlikte...
Öyleyse, daha önce bu köşede yayınladığım harika öyküyü de hatırlama zamanıdır:
Aile, bozulan televizyonlarını tamirciye götürür. Tamirci cihazı açınca şaşırır: "Ama bunun içinde ekmek kırıntıları var?.." Gözler, kızgınlıkla evin küçük kızına çevrilir. Kız mahcup: "Bir gün televizyonda Afrika'daki aç çocukları gördüm. Ben de yemek yesinler diye televizyonun içine ekmek kırıntıları attım..."
23 Nisan kutlu olsun... Tüm dünya çocuklarına...

Fenerlilerin uğurlu spikeri
Tüyoyu veren, sevgili dostum ve meslektaşım, spor yorumcusu Tansu Sarı kardeşim...
Fenerbahçe; beIN Sports spikeri Özkan Öztürk'ün anlattığı her maçı kazandı. Özkan Öztürk'ün anlattığı 9 maçı da kazanan sarı-lacivertliler; tüm karşılaşmalarını 'Uğurlu spiker' dedikleri genç spikerin anlatmasını istiyor.
Hatırlanacağı gibi 1985 yılında Fenerbahçe'nin deplasmanda Bordeaux'yu 3-2 mağlup ettiği maçı anlatan Murat Ünlü için de 'Uğurlu spiker' denmiş; ertesi turda da Göteborg maçını Akın Göksu ile birlikte nakleden Murat Ünlü; sarı-lacivertlilerin 4-0'lık yenilgisini anlatmak zorunda kalmıştı.

Selahattin Ağabey...
Selahattin Duman'ı da kaybettik... Vatan gazetesinde odalarımız yan yanaydı. Sürekli tatlı tatlı benimle uğraşırdı yazılarında. Ben de karşılıksız bırakmazdım tabii. Giderek 'aşık atışması' kıvamına gelmişti köşeden köşeye diyaloğumuz.
Koyacak güvenli bir yerim olmadığı için ödüllerimi odama taşımıştım. Ertesi gün Selahattin Ağabey patlattı yazıyı: "Adamın hem odası küçük, hem ödülleri fazla... Ceketini giymek için kolunu kapıdan dışarı çıkartması gerekiyor..."
Bize attırdığın her kahkaha için binlerce teşekkür. Toprağına nurlar yağsın ağabeyciğim.

Ne demiş?
Atv'nin Hafta Sonu Kahvaltı Haberleri'nde bir izleyici, İbrahim Sadri'den başlığını söylediği bir şiiri okumasını istedi. İbrahim Sadri dedi ki: "Ben böyle bir şiir bilmiyorum. Bana şiirin Mustafa Keser'i muamelesi yapmayın lütfen!.."

Gaf kürsüsü
Değerli dostum Tansu Sarı, TV 100'deki VAR Odası programında geçen şu ilginç diyaloğu not etmiş: Ertem Şener: "Rahmetli Özal beni kucağına almıştı." Emre Bol: "Ertem seni de kucağına almayan kalmamış..."

Zap'tiye
Televizyondaki hazır tatlı reklamı sırasında alttan "Şekerli ve yağlı yiyecekleri azaltın" diye yazı geçiyor. Kim kimi kandırıyor bir anlayabilsem...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA