Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

En büyük diyetisyen: Peygamber efendimiz

Milletçe Baskül Ailesi'ne döndüğümüz şu günlerde insanlar diyetisyenlerin kapısını aşındırıyor. Oysa sağlıklı beslenip, kilo almamak için Peygamber Efendimiz'in yeme içme alışkanlıklarını takip etmek yeterli.
Pazar günü Prof. Nihat Hatipoğlu'nun atv'deki programı işte bu konuyu işliyordu. Önce diyetisyen Gönül Ateşsaçar'dan bilgi alındı. Sonra Nihat Hoca stüdyoda Hazreti Muhammed'in (S.A.V.) aynı konudaki alışkanlık ve tavsiyelerini anlatınca, tıpatıp benzerlik ekran başındaki pek çok kişiyi şaşırttı. Zira Peygamber Efendimiz, yüzlerce yıl öncesinden bugünün diyetisyen tavsiyelerini veriyordu.
Peygamberimiz, acıkmadan sofraya oturmaz, doymadan kalkardı. (Uzmanlar beyne doyma sinyalinin gelişinin 20 dakika süre aldığını hesapladılar. Bu bilginin ışığında insanlara tıka basa doymadan sofradan kalkmayı öğütlediler) Arpa unundan, evde yapılmış ve kepeği ayrılmamış ekmek yerdi. (Beyaz ekmeğin zararları yüzyıllar sonra ortaya çıktı) Akşam yemeğinin namazdan hemen sonra yenilmesini, geç saatlere bırakılmamasını söylerdi. (Beslenme uzmanları da akşam 18.00'den sonra yemek yenmemesini tavsiye ediyorlar) Midenin üçte birinin yemeğe, üçte birinin suya, üçte birinin de nefes almaya, dinlenmeye ayrılması gerektiğini tavsiye ederdi. (Bu tarif günümüz uzmanlarınınkiyle birebir uyuşuyor) Meyveyi yemekten önce yerdi. (Uzmanlar da meyvenin yemekten bir saat önce ya da iki saat sonra yenilmesini öğütlüyorlar) Suyu oturarak ve ılık şekilde, yavaşça içerdi. (Günümüz uzmanları ayakta içilen suyun daha fazla mide asidi salgılanmasına sebep olduğunu ve reflüye, mikropların boğazda tutunmasına yol açtığını belirtiyorlar) Yemekten sonra hemen yatmaz, bir süre bekler, dua ederdi. (Bugün biliyoruz ki, yemekten sonra yatmak karaciğer yağlanmasına ve şeker artışına sebep oluyor) Tatlı yemezdi. Onun yerine sütün içine arpa koyarak tüketirdi. (Bugün neredeyse tüm diyetisyenlerin önerdiği de bu değil mi?) Çok sıcak ya da soğuk yemek yemezdi. Sofrada kaşığa üfleyenleri uyarır, sabırlı olunmasını ister, herkesin kendi önündeki ile yetinmesini emrederdi. Sofraya elini yüzünü yıkamadan oturmaz, çoğu zaman yemekten sonra da abdest alır, dişlerini her zaman misvak ile temizlemeyi ihmal etmezdi. (Biz hijyenin önemini pandemi ile öğrendik ne yazık ki) Ağız ve diş sağlığına çok dikkat ederdi. Kesinlikle çiğ soğan yemezdi. Bunun sebebini soran Hazreti Ayşe'ye "Kokusuyla çevremdekilere eziyet etmek istemem" buyurmuştu. Hazreti Ayşe, "O zaman akşam yemeğinde yiyebilirsin" deyince şu cevabı verdi: "Olmaz, bana geceleri Cebrail geliyor, ona kötü kokmak istemem..."
Ne dersiniz? Bunları öğrendikten sonra fellik fellik diyetisyen aramaya gerek var mı?

Bu zamanda kimse padişah değil
ABD Kongre Binası'nın basılmasıyla kalkan toz duman arasında kaldığı için gözlerden kaçtı. Aslında bu isyan girişiminin en önemli, en ibretlik olayıydı.
Olayların başlamasıyla birlikte ABD Başkanı Donald Trump'ın Twitter ve Facebook hesapları donduruldu. Trump'ın, taraftarlarına bu yolla ulaşması engellendi. Düşünün, koskoca ABD başkanısınız ama sosyal medyada sesinizi çat diye kesiveriyorlar. İşte yeni dünya düzeniyle ilgili en önemli kanıt. Eskiden diktatörler medyanın sesini keserdi. Şimdi sosyal medya, diktatörlerin sesini dilediği zaman kesebiliyor. Yukarıdaki başlığı seçmem de işte bu yüzden. "Bu zamanda kimse şah, değil, padişah değil..."

Gaf kürsüsü
"Bu dakikadan sonra bireysel hata yapan takım kazanır." (Atv'de Yeni Malatyaspor- Galatasaray maçının yorumcusu Evren Turan'ın sözü) (Yeni Malatyaspor'un golünün reji tarafından kaçırılması da affedilir gibi değildi)

Zap'tiye
Her gün 1500 güvenlik kamerasının önünden geçen, internete ne zaman girse önüne geçen gün satın aldığı ürünlerin benzerleri çıkan, telefonda '"Para" deyince cep telefonuna bankalardan kredi teklifleri yağan, kargocuya bile TC numarasını vermek zorunda kalan insanların "Whatsapp özel hayatımı deşifre edecek" diye kaygılanmaları tuhaf değil mi?

Ne demiş?
"Bana bir laf söylüyor, hırsımdan gidip aldatıyorum ama haberi olmuyor. Ben ne yapmış oluyorum şimdi?" (İrem Derici'nin Konuşanlar programındaki ilginç itirafı)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA