Eğer sürekli FOX Ana Haber'i izleyip durursanız, -Allah korusun- içinizde bir intihar eğilimi belirebilir. Çünkü hiç usanmadan kara tablo çiziyorlar. Sürekli felaket senaryoları yazıyorlar. Onlara bakarsanız ülkede olumlu tek icraat yok. Bu ölümcül salgını bile siyasete tahvil edip, hükümeti zora sokmak, insanların umudunu kırmak için adeta bir 'silah' olarak kullanıyorlar.
Oysa... Öyle iyi şeyler oluyor ki bu memlekette. Sayayım da belki utanırlar:
Cuma günü Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın açıklaması ertesi gün tüm gazetelerin ortak manşeti, bültenlerin ilk haberi olmalıydı mesela. Ne dedi Bakan? "Hastanelerin yoğun olduğunu düşünüp de sakın sağlık kuruluşlarına gitmemezlik etmeyin. Herkesin sağlık sorununu çözebilecek güç ve olanağa sahibiz." İspanya hastalarını koridorlara dizerken, İtalya çöken sağlık sisteminin altında ezilirken, Fransız hemşire ağlayarak sedyedeki yaşlı hastayı geri çevirirken, ABD'de valiler "300 değil, 3 bin solunum cihazına ihtiyacımız var" diyerek Trump'a isyan ederken, New York'ta ölüler balık taşımakta kullanılan soğutuculu TIR'larda bekletilirken. bizim bakanımız "Korkmayın, gelin, hepinize yer var" diyor. Çok şükür...
Bir zamanlar göçmen dolu gemileri limanlarına yanaştırmayan İtalyanlar, İspanyollar şimdi olanak bulsalar aynı gemilere binip, kaçacaklar. Trump'un Meksikalılara karşı ördüğü duvarı, şimdilerde Meksikalılar ülkelerine Amerikalılar girmesin diye kalkan olarak kullanıyorlar. Peki ya biz ne yapıyoruz? Yurt dışında mağdur tek bir vatandaşımızı bırakmıyoruz. Öğrencilerimizi, işçilerimizi özel uçaklarla getirtip, karantinaya alıyoruz. İngiltere'de kaderine terk edilen kalp hastası Türk'ü getirmek için özel ambulans uçak yolluyoruz. Yıllardır AB üyeliğimize burun kıvıran İngiltere, İtalya, İspanya başta olmak üzere aralarında ABD'nin de bulunduğu 40 ülkeye karşılıksız sağlık malzemesi gönderiyoruz.
Bu ülkenin meslek liselileri harikalar yaratmaya devam ediyor. Birinde solunum cihazı üretiliyor, diğerinde iki dakikada sonuç verecek virüs tarama kabini.
Hali vakti yerinde iş adamları, bakkal bakkal dolaşıp, veresiye defterlerindeki borçları kapatıyorlar. Camilerde "İhtiyacı olan alsın, imkanı olan ikram etsin" sloganıyla ücretsiz market reyonları oluşturuluyor. Antalya'da Örümcek Adam kostümlü genç, yaşlılar için alışveriş yapıyor. Balat'ta trafik polisi sokağa çıkma yasağında kedileri besliyor...
Velhasıl, güzel şeyler de oluyor memlekette... Tabii görmek isteyene...
Mekanın sahibi geldi!
Uludağ'daki teleferikte insan yoğunluğu azalınca bir vahşi ayı istasyona dalıp, etrafı kolaçan etmeye, yemek aramaya koyulmuştu. Görevlilerin trajikomik dehşet anlarını anlatan video pazar günü atv'nin Kahvaltı Haberleri'nde de kendine yer buldu. Dönüşte sunucu İbrahim Sadri'den harika bir yorum geldi. Dedi ki şair, "Cem Karaca'nın fazla bilinmeyen bir şarkısı vardı, Sahibi Geldi diye... Evet işte, sahibi geldi..."
Gerçekten de doğanın gerçek sahipleri 'köylerine' dönmüşlerdi. Dağ başındaki teleferik istasyonları ayılara, Boğaz martılarla yunuslara, Antalya'nın caddeleri kaplumbağalara kalmıştı. İşte şimdi Cem Karaca'nın dizelerini hatırlama vaktidir:
SAHİBİ GELDİ
Lakerda kokmuyor artık İstanbul şehri Paskalya yumurtası bile yok şart mı ki O eski bostanlar ağzına kadar blok apartman şimdi Seninse dikili ağacın bile yok
Duvara astığın o çorapların Sahibi geldi
Duvara astığın o çorapların Sahibi geldi
Altına aldığın o kilimlerin Sahibi geldi
Altına aldığın o kilimlerin Sahibi geldi
Gösterme Ya Rabbim!
Allah, Ebru Şallı ile Harun Tan'a sabır versin. Allah hiçbir kulunu evlat acısıyla sınamasın. Onların hissettiklerini anlamak, anlatmak ne mümkün? Bu acının herhangi bir tarifi olmamalı... İnsanın empati kurmaya bile yüreği yetmiyor. Melek olan Pars'ımıza rahmet... Şimdi geride kalan evlatlarımıza daha sıkı sarılma vaktidir...
Gaf'let kürsüsü
Kahramanmaraş'ta yasak olmasına rağmen 8 yaşındaki çocuğunu sokağa çıkaran baba, ceza yazan polislere akıl durduran bir savunma yaptı: "Ölürse ölür, benim çocuğum, size ne?"
Zap'tiye
Millet evde ekmek, poğaça, mantı yapmaktan sumo güreşçisine döndü. Korkudan sadece sokağa değil, tartıya da çıkamıyoruz!
Ne demiş?
"Bu ay sonuna kadar kuaförler açılmazsa, sarışınların yüzde 90'ı yeryüzünden silinecek." (Sosyal medyadan)