Adana'da Çıtır adlı hamile kediyi Pitbull cinsi köpeğin önüne atıp parçalatan üç çocuğun ifade vermeye giderken söylediklerini televizyonda izleyip de dehşete düşmeyen var mı? Yaşları 11 ile 13 arasında değişen çocuklara muhabir, "Hamile kedi öldü, üzülmediniz mi?" diye soruyor. Çocuğun verdiği yanıt tüyler ürpertici:
"Ben seni vursam bile üzülmem, kediye mi üzüleceğim?" Sonra sözü bir başka çocuk alıyor: "Ağabeylere selam, çatışmaya devam. Yaşımızın yetmediği yerde yaşantımız yeter, biz Denizli çocuğuyuz." Öteki, arkadaşının görüntülerinin çekildiğini görünce sırıtarak konuşuyor:
"Çekin de âlem yakışıklı görsün..." Dünyanın başka bir yerinde bunlar yaşansa, ortalık ayağa kalkar, tüm sosyal kuruluşlar ve sivil toplum örgütleri harekete geçer, ülkede 'alarm' verilir. Bizde ise mesele 'rutin bir olay' gibi gazete sayfalarının eteklerinde, bültenlerin son sıralarında sadece bir gün yaşayıp unutuldu. Peki çocuklara ne oldu dersiniz?
Karakolda nasihat verildi ve üç gün ev hapsine gönderildi, o kadar...
Tabii ki "Çocuklar hapse atılsın, sözde 'ıslahhane' denilen yerlerde daha büyük bir suç makinesi haline getirilsin" demiyorum. Ama belli ki ciddi bir psikolojik yardıma ihtiyaç duyuyorlar. Devlet acil olarak bu çocukları izlemeye almalı, ellerinden tutmalı, ebeveynlerine danışmanlık hizmeti vermeli ve bu minyatür mafyanın, çakma Pitbull çetesinin semirmesine izin vermemeli.
Asıl önemli olan ise bu çocukların nasıl olup da bu hale geldiklerinin araştırılması. Yani sineklere şaplak atmaya çalışmak yerine bataklığın kurutulması.
Belli ki bu çocuklar 'racon kesmeyi' bir yerlerden öğreniyor, kabadayılığı marifet, mafyacılığı özenilecek bir şey sanıyorlar. Öyleyse? Televizyona dizi çekerken, senaryolarda bu tipleri kahramanlaştırırken iki kere düşüneceğiz. Gazetelere ve televizyonlara toplumsal şiddet haberlerini yansıtırken eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürecek 'ayrıntılara' girmeyeceğiz.
Bu köşede defalarca yazdığım gibi, ya haber bültenlerinin başına çocukların izlememeleri konusunda uyarı işareti koyacağız ya da bu tür haberlere 'kota' uygulayacağız.
Suçluların, şüphelilerin, şiddet sevdalılarının söylediği her şeyin üzerine balıklama atlayıp olduğu gibi yayınlamayacağız.
Sosyal medyada şiddeti özendiren paylaşımları mutlaka engelleyeceğiz. İnternet kafelerde vahşet içeren bilgisayar oyunlarına kısıtlama getireceğiz. Okullarda sadece öğrencilere değil, velilere de 'rehberlik' eğitimi vereceğiz.
Komando bıçağı ile pompalı tüfeğin internet üzerinden leblebi, çekirdek gibi satılmasına izin vermeyeceğiz. Otomobillerin bagajlarında bulundurulan beyzbol sopalarına 'silah' muamelesi yapıp cezasını ona göre keseceğiz.
Adana'daki olayı sadece 'çocuk haylazlığı' olarak geçiştiremeyiz. Belli ki, farkında olmadan 'özenle' mafya yetiştiriyoruz.