Bana göre TRT tarihinin en sıra dışı dizisiydi. Hatta dizi olmanın ötesinde dizi dünyasında yeni bir devrin adıydı. Leyla ile Mecnun'u cazip kılan unsurlardan biri de, senaryodaki zamanla aforizmaya dönüşen diyaloglardı. Küsurat Yayınları, diziyi özleyenler için bu ilginç diyalogları içeren aynı isimde bir kitap yayınlamış.
İşte İsmail Abi, Mecnun, Leyla, Aksakallı Dede, Baba İskender, Yavuz Hırsız ve Gözlüklü Çocuk Kaan'dan unutulmaz sözler:
"Belli ki aşık olmuşsun evlat. Çaresiz aşıkların son durağıdır burası. Sevdiğine kavuşursan meşk, kavuşamazsan aşk olur. Kavuşamayan aşıklar bu çölde ararlar sevdiğini. Kavuşanlarsa emlakçı emlakçı dolanır dururlar artık, 2+1 kombili."
"İnsan nasıl unutur sevdiğini dede? Ben daha Beşiktaş'ın 92-93 kadrosunu bile unutmamışken, bu kızı nasıl unuturum? Şu kızgın kumlar şahit olsun, şu alev alev yanan güneş şahit olsun, şu kutup ayısı şahit olsun ki ben bu kızın peşini bırakmam dede... Yuh! Kutup ayısı mı var orda?"
"Bazı babaların sessizliği de Fevzi Tuncay'ın koruduğu Beşiktaş kalesi gibidir. En güvendiğin anda bile yedirebilir golü sana."
"Deplasmanda alınan 1 puan gibiyim. Küme düştüm düşücem ama hâlâ 'Bi' puan altın değerinde' diye kandırıyorum kendimi."
"Büyüdükçe gökyüzüne de bakmayı bırakıyor insan."
"Bu dünyada herkesin bir yükü var, benimki de hayallerim."
"Son sözü söyleyenin tartışmayı kazandığı, daha çok bağıranın haklı görüldüğü, daha çok rağbet edilenin başarılı sayıldığı bir dünyada yaşıyorum."