Sizi bilmem ama Show TV'nin dizisi 'Çukur' için her pazartesi üç saat ekran başında kalıyorum ama sonunda ağzımda sadece 'keçiboynuzu tadı' kalıyor. Hani bir çuval yiyip de ağzınızda sadece bir tanecik küp şeker tadı kalan keçiboynuzu...
Daha önce de yazdım, 'Çukur fena patinaj yapıyor' diye. Kukalı saklambaç oynar gibi mahalle bir 'Koçovalılar'ın eline geçiyor, bir 'Karakuzular'ın. Hikayede kimsecikler kolay kolay ölemiyor. Neredeyse her üç ayda bir 'Koçovalılar'ın bir kardeşi ortaya çıkıyor. Kahramanların hemen hepsi sırayla vurulup ölümden dönüyor. (Vurulan, yaralanmayan, başına felaket gelmeyen kaldı mı diye şöyle bir düşünüyorum, aklıma kimse gelmiyor) Aylar önce tıkanan hikaye bir türlü ilerlemiyor. Bana göre oyuncuların müthiş performanslarını bir kenara koyarsak, 'Çukur'u 'itekleyen' tek unsur, şahane müzikleri.
Eminim pek çok kişi Eypio'nun dizi için özel hazırladığı 'Gömün Beni Çukura', Gazapizm'in 'Heyecanı Yok' ve Ceylan Ertem'in Aşık Mahsuni Şerif'e saygı duruşu yaptığı şarkısı 'Zalım' için ekran başına geçiyor. 'O Ses Türkiye'nin yarı finalinde yarışmacıların ikisinin 'Çukur' şarkılarıyla şampiyonluk kovalaması da bu ilginin en büyük kanıtı.