Ne 'Ceren ile Celal', ne 'Osman Pazarlama', ne de 'Recep İvedik' serileri...
Bana göre Şahan Gökbakar kardeşim en güzel filmini geçen hafta çekti. Hem de sadece bir cep telefonuyla...
Sinema salonu sahipleri ile yapımcılar arasındaki tartışmadan mutlaka haberiniz vardır.
Gişeden 20 liraya bilet alıyorsunuz.
Bunun 12 lirası size 'zorunlu' olarak satılan mısır ve kola için. Sadece 8 liralık bölüm film ücreti.
Saloncular, genel hasılatı film sahipleriyle yarı yarıya paylaşmak yerine, yalnızca o 8 liradan pay verince de ortaya ciddi bir adaletsizlik çıkıyor. Sanki millet o sinemaya sadece mısır yemeye gitmiş de ona bir de film ikram edilmiş gibi. Cem Yılmaz, Mustafa Erdoğan ve Şahan Gökbakar, günlerdir işte bunun mücadelesini veriyorlar.
Şahan ise konuyu mükemmel bir şekilde anlatan kendi çektiği bir videoyu sosyal medya hesabından paylaştı. Sözde bir dağıtımcı-salon sahibi ile yeni salon açmaya niyetli bir girişimci arasındaki sohbeti 'gizli kameraya' almıştı. Şahan, bizim buralarda sayfalar dolusu yazıp da anlatamayacağımız meselenin tüm detaylarını iki dakikada öyle etkili, o kadar kolay anlaşılabilir bir tarzda gözler önüne serdi ki, izleyince dudaklarımdan kocaman bir "Helal olsun" döküldü.
İzlemediyseniz, arama motorlarına başvurun, kolaylıkla bulabileceksiniz.
Görün bakın, içinizde sanatçı ruhu, hiciv ile ikna yeteneği varsa, en çetrefilli konuyu bile nasıl 'kısa metraj' anlatabiliyorsunuz.