Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Meşale kokusu mu dediniz?

Ali Koç'un başkanlığa, Cocu'nun teknik direktörlüğe gelmesi ile birlikte uzun zamandır ilk kez Fenerbahçe adına güzel umutlar beslemeye başladım. Hazırlık maçlarında elde edilen skorlardan ziyade, ortaya konulan agresif hücum futbolu ile Barış ve Elif Elmas gibi genç oyuncuların takıma kazandırılma çabaları da takdire değerdi. Başkan Ali Koç'un hafta arası Fenerbahçe TV'de yaptığı 'Camiaya Sesleniş'teki açıklamaları ise yüreğime su serpti.
Sadece skora odaklı olmayan, kulübün geleceğini de teminat altına alacak uygulamaların ilk işaretlerini veren Koç ve ekibinin bana göre en önemli icraatlarından biri de eski Migros tribününün alt kısmının 'öğrenci tribünü' haline getirilmesiydi. Ancak Ali Koç şöyle dedi: "Feyenoord maçında 150 kadar kendini bilmez taraftar, öğrencilerin bulunduğu tribünün üst kısmında toplanarak onları tehdit ve taciz etmiş. Öğrenciler gelip kendileri söyledi. Böyle bir tacize Fenerbahçe tribünlerinde asla izin vermeyeceğiz." Belli ki 'kalıntıları' temizlemek öyle pek kolay olmayacak. Allah, Ali Koç ve ekibinin yardımcısı olsun.
Bu arada takıma öyle dişe dokunur bir transfer yapılmaması da bana göre altında gizli bir mesaj içeriyor.
Sanırım, 'Geçmiş başarısızlıkların tek sebebi, eski yönetim ve teknik kadrodur.
Biz aynı takımla çok daha iyisini yapabiliriz' denilmek isteniyor.
Ve son bir not: Fenerbahçe TV'de yayınlanan yeni Fenerbahçe marşındaki sözler biraz canımı sıktı:
'Yağmurun tadı, meşalenin kokusu / Çağırıyor bizi Kadıköy'ün boğası'...
Hem sporcu, hem taraftar sağlığını tehdit eden meşaleyi de, kokusunu da şiddetle reddediyorum.
Tribünlerde olmaması gereken meşalenin, Fenerbahçe marşında ne işi var?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA