Neredeyse her gün, sosyal medyaya mesafeli durduğum için şükretmeme sebep olan gelişmeler yaşanıyor. Bunlardan sonuncusu da Twitter'ın güven sağlamak amacıyla sahte hesapları tespit edip bunları 'takipçi' listelerinden düşürmesi oldu. Gördük ki, bilmem kaç milyonluk takipçi sayısıyla böbürlenen ünlülerin 'sanal sevdalılarının' en az yarısı sahteymiş!
Liste, şöhret sahiplerini hayli mahcup edecek cinsten.
Doğuş'un 1 milyona yakın takipçi sayısı 399 bine düşmüş.
Gökhan Özen'in takipçileri 487 bin azalıp 496 bine inmiş.
Emre Kaya, 792 bin azalıp 223 bine düşerek büyük hayal kırıklığı yaşamış. Nihat Doğan da 228 bin azalıp 496 bine düşmüş.
Cem Yılmaz'dan Gülben Ergen ve Demet Akalın'a kadar pek çok 'sosyal medya starı' büyük takipçi kaybına uğramış.
Bazı şirketlerin (!) para karşılığında hesaplara takipçi kazandırdığı artık bilinen bir gerçek. Neredeyse her gün elektronik posta kutuma 'Şu kadar para verin, size bu kadar yeni takipçi kazandıralım' türünden mesajlar düşüyor. Bir ara albümlerini çok satmış gibi göstermek için para verip ekstra bandrol satın alan ünlülerden bazılarının şimdilerde takipçi satın aldığı söylentileri ayyuka çıktı. Durum böyleyken; yapımcıların, yönetmenlerin, kanal ve reklam ajansı yöneticilerinin hâlâ kadro oluştururken 'Bakalım kaç takipçisi varmış?' diyerek o adayın sosyal medya hesabına göz atmaları ne kadar da anlamsız.
Gel de Yeni Türkü'nün o şahane şarkısını hatırlama:
'Tak etti canıma bu maskeli balo / Bu maskeli balo ve onun sahte yüzleri...'