Öncelikle televizyonun gücünü bir sosyal sorumluluk kampanyası için kullanan 'Çukur' ekibini ve Show TV'yi kutluyorum.
Tıpkı atv dizisi 'Sen Anlat Karadeniz'in kadına şiddete karşı mücadelede bayrak taşıması gibi, 'Çukur' dizisi de sezon sonunda otizm farkındalığı konusunda büyük iş başardı.
Önceki gece Haliç Kongre Merkezi'ne gidenler de hem 'Çukur'un sezon finalini ünlü oyuncularla birlikte izleme fırsatını elde ettiler, hem de biletlere ödedikleri paralarla Tohum Otizm Vakfı'na büyük katkı sağladılar.
Bu arada 'Çukur'un 'istisnasız' tüm oyuncularının harika seslere sahip olduğunu, müthiş şarkı söylediklerini de gördüm. Bence birlikte özel bir albüm yapıp gelirini Tohum Otizm Vakfı'na bağışlasalar, en az bu gece kadar kaynak yaratırlar.
Ancak, her şeyin güzel gittiği anlarda, Toygar Işıklı orkestra eşliğinde 'Çukur'un unutulmaz şarkılarını seslendirirken, genç bir kızın baygınlık geçirmesi ile konser yarıda kaldı, herkesin keyif kaçtı. Özellikle büyük bir korku yaşayan kızın annesinin feryatları salonu çınlatırken, hepimiz büyük bir endişe duyduk.
Neyse ki sağlık ekiplerinin müdahalesi sonucu kendine gelen kızın durumunun iyi olduğunun açıklanmasıyla derin bir oh çektik.
Finale gelecek olursak...
Şok üstüne şok yaşadık.
'Koçovalılar' mahalleden taşınmak zorunda kaldı.
Tüm aile düğünde makineli tüfeklerle tarandı.
Kim öldü kim kaldı belli değil. 'Nazım' ile 'Emrah' birbirini öldürdü. En büyük sürpriz ise 'Medet'in ölmesiydi.
'Çukur'un tarumar olmuş görüntüsü, 'Vartolu Saadettin'in tinerciler gibi yıkık dökük binalarda sefil bir halde yaşamaya başlaması, 'Yamaç'ın 'Çukur'u yeniden almak için 'Vartolu' ve 'İdris Baba'nın hapisteki oğlu 'Cumali' (Nejat İşler canlandıracak) ile güç birliği yapmaya soyunması; yeni sezon için şimdiden büyük bir merak uyandırdı.
Her şey iyi hoştu da, çatışma sahnesinde 'Çukur'cuların traktör lastiğinin içine girerek yuvarlanıp aynı anda sağa sola ateş ettikleri anlar, fanteziyi komediye dönüştüren bir doz aşımıydı.
Ne gerek varsa...