?Uber-taksici tartışmasının henüz başında, bu köşede tarafımı ortaya koymuştum, 'Benim oyum taksiciden yana' diye... Dayanağım, hukuk ve yasalardı.
Zira bir tarafta vergisini ödeyen, çalışma şartları kurallarla belirlenmiş, 'resmi ve geçerli' bir esnaf topluluğu; diğer tarafta hukuki ve mali gerçekliği tartışmalı 'gölge' bir organizasyon vardı. Tabii ki oyum, 'legal'den yana olacaktı. Ama aynı yazı içinde hem sevgili taksici esnafının her gün muhatap olduğu büyük sorunları ve dertleri sıralamış, hem de onlara naçizane uyarı ve önerilerde bulunmuştum. Nitekim aylar sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da belirleyici olanın öncelikle 'hukuk' olduğunun altına çizip son noktayı koydu: 'Artık Uber muber kalmadı.' Eee, aklın yolu bir.
Ancak taksici kardeşlerimin cephesinde asıl mücadele şimdi başlamalı. 'Nasıl olsa Cumhurbaşkanı bizim arkamızda, yollar bizim' rahatlığı ya da bir başka deyimle 'aymazlığı', sektörün sonunu getirebilir. Taksiciler Uber olayını 'halkın ciddi bir uyarısı' olarak değerlendirip aralarındaki çürük yumurtaları acilen temizlemeli. Bir zamanların 'İstanbul beyefendileri' olarak gösterilen kibar, temiz, modern, yardımsever, saygılı mesleği şoförlüğü, halkın dilinde 'Taksici milleti işte, ne olacak'a dönüştüren zihniyet acilen tasfiye edilmeli. Vatandaşa hizmetin yanında, her taksici; onlara güvenen, kol kanat geren Cumhurbaşkanı'nın yüzünü kara çıkarmamak için mesai harcamalı. Yoksa Uber gider, yerine muber gelir!