Onu bütün Türkiye 'ekran çöpçatanı' olarak tanıyıp sevdi. Daha sonra sosyal sorumluluk duygusuna sahip ciddi bir aktivist, eli eni konu kalem tutan bir yazar olarak da karşımıza çıktı. Özel hayatında da fedakar bir eş, mükemmel bir anne profili çizdi. İzdivaç programları kulvarının tartışmasız bir numarasıydı.
Arkasına takılanlara adeta tur bindirdi.
Bu tür programların ekrana veda etmesiyle birlikte pek çokları gibi Esra Erol da içerik değiştirip kriminal olayların içine daldı.
Rakiplerinin çoğu bu işi beceremedi.
Ya ekrana veda ettiler ya da eskiden yaptıkları gibi eğlenceli şov programlarına dönmek zorunda kaldılar.
Ama Esra Erol azimli bir televizyoncuydu.
Yeni elbisesini üzerine göre tadil etmeyi bildi.
En büyük silahı olan vicdan ve samimiyeti en öne koyup yıllardır seyirciye verdiği güvenin de yardımıyla yoluna eskisinden bile güçlü devam etmeyi başardı. Esra'nın son dönemde pek çok iddialı yapımı geride bırakarak eskisi gibi reyting listesinin zirvesine tırmandığını gözlemliyor ve mutlu oluyorum.
Esra, 'İstemek, başarmanın yarısıdır' sözünün ekrandaki canlı kanıtı gibi...