Bunu herhangi bir istatistiğe dayandırarak söylemiyorum ama muhtemelen ekranda en fazla insan konuşturan ülkeyiz. Spordan siyasete, magazin ve ekonomiden dini konulara kadar son derece geniş bir yelpazede ekranlar "yorumcu" doldu. Sabah magazin masalarına uyanıyoruz. Öğle saatlerinde avukatlar, psikologlar, doktorlar kriminal olayları tartışıyor.

Ekranda konuşulmasına karşı değilim. Tam tersine her dönem "çok sesliliği" savunmuşumdur. Ama son zamanlarda konuşmacılar, fikirlerini ifade etmekten ziyade "Yarın herkes beni konuşsun, haber sitelerinde bir numara olayım" hedefiyle ağızlarını açıyorlar sanki. Sanırım "her an ölçülebilme" fırsatını tanıyan sosyal medyanın bize verdiği en kötü hediye de bu. Belli ki herkes ihtirasa kapılıp "like" esiri olmuş.

Bunca uzun bir girizgahı niye mi yaptım? Geçen haftanın en fazla konuşulup, tartışılan ekran yorumuna sözü getireceğim de ondan.

TRT 1'de yayınlanan Pelin Çift'in sunduğu Öteki Gündem programına konuk olan İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri Fakültesi'nden Öğretim Üyesi Dr. Yavuz Örnek, insanların Hz. Nuh zamanında günümüzden çok daha ileri seviyede teknolojiye sahip olduğunu iddia etti. Profesör Örnek'in iddiaları akıl uçuracak cinstendi:

* "Hz. Nuh 400 metrelik dalgalara dayanıklı ve nükleer enerji kullanan bir gemi inşa etmişti."

* "Hz. Nuh ve oğlu haberleşmek için güvercin değil, cep telefonu ve insansız hava aracı kullanıyordu."

* "Hz. Nuh gemiye canlı hayvan değil, döllenmiş halde bir dişi, bir erkek yumurta almıştı."

Profesörümüz tüm bu konuşmaları "bilimsel gerçeklere dayanarak" söylediğini ısrarla vurguluyordu. Bekledim ki, Hz. Nuh'un cep telefonu faturasını kime ve nasıl ödediğini de izah etsin...

İçimden, sadece ekranları etkileyen bir Nuh Tufanı yaşanmasını diliyorum. Öyle bir tufan yaşansın ki, ekranlarda sadece "söyleyecek gerçek sözü olanlar" kalsın...