Güzeller güzeli, 17 yaşındaki liseli Helin'i öldürenin sadece o sapık ruhlu aşık olduğunu düşünüyorsanız, fena halde yanılıyorsunuz. Onun katili biziz, hepimiziz...
İki kişinin de ağır yaralandığı o saldırıda kullanılan silah yine bir pompalı tüfekti. Tıpkı, önceki gün kredi borcunu ödeyemediği için cinnet getirip karısını ve kızını öldüren emekli şoförün elindeki gibi... Kaç kere yazdım, kim bilir daha kaç kere yazacağım; bireysel silahlanma bu kadar kolay olmamalı. Birçok cinayetin başrolündeki pompalı tüfek ve av tüfekleri, leblebi çekirdek gibi sokak aralarındaki dükkanlarda ya da internet sitelerinde 'eve teslim' her isteyene satılmamalı. Avcılık tezkeresi almak da zorlaştırılmalı. Silah ruhsatları, mutlaka yetkili tıbbi kurul tarafından 'gerçek' fiziki ve ruhsal muayenelerin sonunda verilmeli.
Bireysel silahlanmanın önüne set çekemezsek, gündüz kuşaklarını kriminal programlarla doldurursak, haber bültenlerini reyting uğruna dehşet ve vahşete teslim edersek, düğün magandalarını, asker uğurlama çılgınlarını para cezasıyla savuşturursak, 'Ya benimsin, ya kara toprağın' gibi sığ arabesk felsefeleri taze yüreklerden söküp atamazsak, bütün bu olup bitene 'birey' olarak tepki koymayı, karşı durmayı beceremezsek, daha pek çok Helin kaybedeceğiz. Tıpkı 9 ayda 300 kadını cinayete kurban verdiğimiz gibi... Bundan daha büyük bir utanç ve acizlik olabilir mi...