Pazartesi sabaha karşı saatimi kurup, 03.00'de başlayacak 'Dünyadan Canlı Yayın' için ekran başına geçtim. İyi ki de öyle yapmışım. Gecenin karanlığında dünyam aydınlandı. National Geographic kanalının altı kıtada 25 ayrı noktaya yerleştirdiği 57 kamera sayesinde insan olarak kendimi fazla ciddiye aldığımı, çokça önemsediğimi, aslında gezegenimizi paylaşan 10 bin tür arasında bir 'kum tanesi' olduğumu anladım.
An geldi Fiji adasında bir köpekbalığı olup dalgıç kameramanlara şaşkın şaşkın baktım. An geldi Kenya'daki Masa Mara düzlüklerinde antiloplara pusu kuran bir aslan oldum. Polonya'da geyiklerin, Romanya'da ayıların, İngiltere'de orman farelerinin, Tayland'daki Koram adalarında maymunların gözüyle baktım dünyaya... Ve hayran oldum... Neye mi? Bir kez daha yüce Yaradan'a, Allah'ıma... Eminim, bu yayını izledikten sonra en azılı ateist bile imana gelirdi...
İki saatlik yayından sonra aklımda, Fiji adası açıklarında hiçbir güvenlik önlemi almadan onlarca köpekbalığının arasında dolaşan görüntü yönetmeni Andy Casagrande'nin cümlesi kaldı: "Eminim ki buradayken New York City'de olduğumdan çok daha güvendeyim. Çünkü oranın sokaklarında çok daha tehlikeli yaratıklar var..."