Helal olsun Beşiktaş'a!
Bileklerinin hakkı, alınlarının teriyle kazandıkları şampiyonluk ve üçüncü yıldız analarının ak sütü gibi helal olsun. Şimdi Fenerlisi, Cimbomlusu, Trabzonlusu, Başakşehirlisi, herkesin bu 'billur gibi saf' başarıyı tebrik etme zamanıdır.
Ancak ne yazık ki, o şahane pazar gecesine bir avuç kendini bilmez rezil adam gölge düşürmek istedi. Gidip İstanbul'un Boğaz köprülerine Fenerbahçe'nin basketboldaki Avrupa şampiyonluğu için asılan bayrakları yakıp indirdiler. Gerekli miydi? Tabii ki hayır. Bir işe yaradı mı?
Tam tersi. Şampiyonluğunu doyasıya kutlayacağı gecede, Beşiktaş'ın hâlâ Fenerbahçe ile uğraşıyormuş gibi gösterilmesi en başta siyahbeyaz renklere ihanetti.
Bana göre bu işin arkası iyi araştırılmalı.
O eylemi gerçekleştirenler iyice sorgulanıp kökleri bulunmalı.
Zira böyle bir eyleme girişen zihniyet, Türkiye'yi bir şekilde bölüp insanlarını birbirine düşürmeye çalışan zihniyetle aynı. Bilmem anlatabiliyor muyum?
Bu arada bu yanlışa bir yanlış da, Beyaz TV'deki 'Beyaz Futbol'da Dr. Ahmet Çakar ekledi. Söylediğine göre, resmi ve gayri resmi kanallardan o eylemi gerçekleştiren kişiyi tespit etmiş. Adıyla, sanıyla, hatta çalıştığı kurumla birlikte canlı yayında anons etti. Peki ya bir aklıevvel çıkıp da, emniyet güçlerinden önce o kişiye ulaşıp 'kendince' adaleti yerine getirmeye, ödeşmeye filan çalışsaydı ne olacaktı?
Dr. Ahmet Çakar'a yakışan, o ihbarı canlı yayında açıklamak yerine, emniyet birimlerine bizzat iletmek olacaktı. Ya şan olsun diye, ya reytingin büyüsüne kapılarak, ya da olayın tazeliğiyle canlı yayın tuzağına düşüp kendine yakışanı yapmadı, yapamadı...