Hafta sonu bir tek kazada trafiğe 24 kurban verdik. 24 kurban... Hem de Anneler Günü arifesinde... Birbirlerine sarılmış anne-kızların cesetleri çıkarıldı o midibüsten...
Neden? Yollarda seyir halinde trafik denetimi yok da ondan. Radar kurup pusu atmakla olmuyor bu işler, yazıp duruyoruz. Seyyar ekiplerin, sürücüleri seyir halinde denetlemeleri şart. Ehliyet, ruhsat tamamsa geç, peki ya sonrası? Arabayı trafik sigortası yoksa bağlıyorlar. Ama muayene yoksa cezayı öde, devam et...
Şuraya yazıyorum: Benzer bir facia kısa süre sonra İstanbul'da yaşanacak. Çünkü artık çift kapılı hale gelen İstanbul'un hatlı minibüslerini seyir halinde denetleyen yok. Geçenlerde bir tanıdığım üşenmeyip saymış. 18 kişilik minibüste tam 36 kişi varmış. Yani yolcu taşıma kapasitesinin tam iki katı... Buna fren mi dayanır, balata mı, hidrolik mi?
Yollarda önce Allah'a, sonra trafik polisine emanet olmamız gerekiyor. Ama biz şimdilik sadece Allah'a emanetiz...