Yayına başlayalı haftalar olmuş ama ben geçen pazar günü kanallar arasında dolaşırken tesadüfen rast gelince 'Bunu nasıl atladım da yazmadım' diye hayıflandım.
TRT 1'de 'şahane' bir gündüz kuşağı programı başlamış meğer. Adı, 'Komşum Benim'.
Amacı, komşular arasında bir iyilik hareketi başlatıp komşuluk bilincini toplumun her kesimine yaymak.
Örneğin; komşunuz topallayıp duruyor, kendi imkanlarıyla bu sağlık sorununu çözmesine imkan yok. Siz, dilerseniz tek başınıza, dilerseniz diğer komşuları da harekete geçirerek program ekibine başvuruyorsunuz. Sonra da komşunuzun sorununun çözümüne katkı sağlamanın mutluluğunu ve gururunu yaşıyorsunuz.
Benim çocukluğumun geçtiği Bakırköy'de İncirli Caddesi üzerindeki Rüya Apartmanı, 22 odalı tek bir ev gibiydi. Ben okuldan geldiğimde eğer bizimkiler evde yoksa komşumuz Nezahat Teyzem beni alır, elimi yüzümü yıkar, karnımı doyurur, annem gelince de teslim ederdi. Ben, bekar yaşayan Sühendan Teyze'nin çocuklarına göz kulak olmakla görevliydim mesela.
Annem, eşine ve çocuklarına bile söyleyemediği sırlarını o güzel komşularımızla paylaşır, dertleşirdi.
Ama dedikodu ne kelime...
Herkesin sırrı o kişide adeta kilitli kalırdı. Rüya Apartmanı, 'Komşusu açken, tok yatan bizden değildir' sözünün adeta beton harcının içine katılmış haliydi.
Şimdi bakıyorum da, insanlar alt katlarında oturan kişilerin isimlerini bile bilmiyor. Birbirinden habersiz komşular, apartman kapısında karşılaştıklarında birbirlerini içeri almadan önce 'Hırlı mı, hırsız mı acaba?' diye tepeden tırnağa süzüyorlar. Yani bizim Rüya Apartmanı, rüyalarda kalmış...
Eğer siz de eski komşulukları yad etmek ya da çocuklarınıza göstermek istiyorsanız, her pazar saat 16.15'de TRT 1 ekranları başında olun. Kim bilir belki de hemen telefona sarılıp kapı komşunuzun derdine çare arama ihtiyacı hissedersiniz...