Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Bir zamanlar aşk...

Pazar günü, yaşlı ve hasta bir çiftin 'sevdiklerini yormamak ve üzmemek için' el ele ölüme yürüyüşlerini yorumladığım yazı, büyük ilgi gördü. Sevgililer Günü'nden birkaç gün önce yaşanan olay, herkesi derinden etkilemiş belli ki.
Sadece isminin baş harflerini (E.M.) belirten bir okurumuz ise tam da Sevgililer Günü'ne yakışacak bir mesaj göndermiş. Okur Mektupları için cumartesiyi beklemeye gönlüm razı olmadı. İşte o yazı:
"Anneannem ve dedem 64 senelik evliler-di. Şimdiki içi boş 'Seni seviyorum'lara inat bir hayat yaşadılar, yaşattılar.
Hiç birbirlerine 'Seni seviyorum' dediklerini, hatta birbirlerine direkt isimleriyle seslendiklerini bile duymadık ama bunu sonuna kadar hissettirdiler hep. Dedem iki-üç gün evden gitmek durumunda kaldığında anneanneme mutlaka kırmızı güllerden alırdı.
Yalova'daki küçük yazlıklarına giderken önden gider, bahçeden kırmızı güllerini toplar, anneannemi kapıda öyle karşılardı. Evde yalnızlarken bile anneannem odaya girdiğinde dedem ayağa kalkar, önce anneannemin oturmasını beklerdi. Anneannem, dedeme evle ilgili bir şey sorduğunda "Bu evin sultanı sensin, sen ne istersen o olur" derdi.
Eskiden beri hep "Biz öldükten sonra..." diye kurdular cümlelerini.
7 Aralık günü canım dedemi kaybettik, beş gün sonra da anneannemi... Anneannemi defnetmeye gittiğimizde dedemin mezarı kurumamıştı daha.
Yazınızı okuyunca bunu da paylaşmak istedim sizinle.
Ama böyle mutlu sonlar hep eski zamanlar için galiba.
Hani şu aşkın gerçek ve güzel olduğu zamanlar için..."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA