O ciğerimize kor düşüren şehit ve gazilerimiz olmasa, darbeye kalkışan gafillere neredeyse teşekkür edeceğim.
Türk milletinin gücünü, imanını, demokrasi sevgisini test etmeye kalkmaları, adeta bizi kendimize getirdi.
Özellikle siyasi iklime hakim olan bahar havası, beni öyle umutlandırıyor ki...
Düşünün, terörle kavrulduğumuz günlerde bu köşede "Niye bir araya gelmiyor, beraber fotoğraf vermiyorsunuz?" diye eleştirdiğimiz siyasi liderler, şimdi birbirlerini tebrik ediyor, şükran ifadelerini dile getiriyorlar. AK Partililer, CHP'nin Taksim'de düzenlediği demokrasi mitingine 'herkesin' katılması için Meclis kürsüsünden çağrıda bulunuyorlar. Bununla da yetinmeyip AK Parti'nin üst düzey yöneticileri mitinge bizzat katılıyor. Ankara'da tankların sokağa çıkmasıyla birlikte, AK Parti'lisi, CHP'lisi, MHP'lisi, HDP'lisiyle milletin tüm 'gerçek vekillerinin' TBMM binasına koşup göğüslerini bombalara siper etmeleri nasıl unutulabilir?
Liderler, Beştepe'ye gidip Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın etrafında adeta bir demokrasi halkası oluşturuyorlar. Ah nasıl da özlemişim bu manzaraları...
Beni en çok duygulandıran öyküyü, AK Parti Milletvekili Ahmet Gündoğdu, CNN Türk ekranlarında anlattı. O gece tüm partilerin Meclis'e ulaşabilen milletvekilleriyle genel kurul salonunu açtırmışlar.
Meclis Başkanı'nı kürsüsüne oturtmuşlar. Yanlarına da katip üyeler olarak tüm partilerin grup başkanvekilleri geçmiş.
Gündoğdu, bir de bakmış ki, CHP Başkanvekili Özgür Özel'in ceketi yok. Vaziyetin tüm yoksunluğuna rağmen, çekilecek tarihi görüntülerin Meclis ruhuna ve ciddiyetine uygun olması adına kendi ceketini çıkartıp Özel'e giydirmiş.
Bombalamanın şiddeti artıp vekiller sığınağa indiğinde Özel, ceketi sahibine iade ederken, içinde bulunulan durumun ciddiyetine rağmen espri yapmaktan geri durmamış:
"Ahmet Bey, sonunda Milli Görüş ceketini bana da giydirdiniz..." Aramızdaki çürük dişleri, ne kadar acı verse de çekmeliyiz.
Yerine 'köprü' yapmalıyız.
Hem kalpten kalbe uzanan, hem de bir daha hiçbir silahlı gücün üzerine çıkıp zapt edemeyeceği köprüler.
Şimdi birbirimize daha sıkı sarılmanın zamanıdır.
Aramızda kim ayaza tutulup üşürse, ona demokrasi ceketini giydirmeliyiz.
Tıpkı AK Partili vekil Ahmet Gündoğdu'nun o buz gibi gecede yaptığı gibi...