Darbe heveslisi çete süprüntüleri; TRT'ye, CNN Türk'e, TÜRKSAT uydu merkezine, halk ile milli iradenin teslim edildiği yöneticileri arasındaki irtibatı kesmek için saldırdı ama başaramadılar. Çünkü yıl ne 1960, ne de 1980'di. Artık medya, iki manga askerle kontrol edilemeyecek kadar gelişmiş, sosyal medyanın da desteğiyle susturulamaz hale gelmişti.
TRT ve CNN Türk'ün basılma anları, anında diğer kanallar tarafından 'canlı' yayınlanıyordu. Aklıma yıllar önce yayınlanan bir Levent Kırca parodisi geldi. Darbeci askerler bildiri okumak için bir özel televizyondan diğerine koşmaktan bitap düşüyor, sonunda darbeden vazgeçmek zorunda kalıyorlardı...
Darbenin 'hayırlısı' olur mu?
Bu kez oldu.
Bundan böyle Türkiye'de demokrasiye tankla topla ara verilemeyeceğini en gözü dönmüş çeteciler bile kabullendi.
Eminim konvansiyonel medya ağı ve sosyal medya bugünkü kadar gelişkin olsaydı; ne 1960, ne 1980 darbesi gerçekleşebilirdi. Bu nedenle kahraman halkımız ve emniyet mensuplarımızın yanında, kenetlenip tek vücut olan, halkı bilinçlendirip direnmeye sevk eden, bu yolda adeta 'ortak yayına geçen' tüm sorumlu televizyon kanallarını da kutluyorum.
Umarım o kabus gecesi, hayra yorulacak bir rüya yerine geçer. İktidarıyla, muhalefetiyle, askeriyle, siviliyle, medya mensubuyla, bürokratıyla birbirimize kenetlenip, 'millet' olduğumuzu hatırlamamıza vesile olur.