Bu fotoğrafı, NTV Spor'da canlı yayınlanan tenis turnuvası sırasında kaydettim.
Kortta iki kadın tenisçi kıyasıya mücadele ediyor.
Tenis severlerin adeta nefesi kesilmiş. O sırada kamera, tribündeki seyircileri tarıyor.
Ama o da ne? Bir hanım teyzemiz, mışıl mışıl uyuyor.
Tenis, özellikle orta yaş üzerindekiler için 'zinde tutucu' bir spor dalı olarak tavsiye edilir. Ama belli ki yaşlılar için başka faydaları da var.
Bir o sahaya, bir bu sahaya gidip gelen topu takip etmek, öncelikle boyun kireçlenmesine faydalı.
Bir de sallanan madalyon gibi 'hipnotik' bir etkisi var.
Tenise fazla ilginiz yoksa, hele bir de uykusuzluk sorununuz varsa, merkez kortta yerinizi hemen ayırtmanızı öneririm!
Aslında olmadık yerde uyuyup kalanları kınamaktan özenle kaçınırım. Çünkü başıma alası geldi de ondan...
1987 yılında askerliğimi İzmir Narlıdere'de yapıyorum.
O gece Milli Takım'ın önemli bir maçı var. Ama bizim 'Yat' saatimiz 21.00...
Gece yatakhaneden firar edip usta birliğinin yemekhanesine süzüldüm ve maçı seyrettim.
Dönüşte nöbetçi yüzbaşıya yakalanmayayım mı!
"Madem uykun yok, gel bakalım benimle, sabaha kadar nöbet yerlerini birlikte denetleyelim" deyip beni peşine taktı.
Hiç uyumadan eğitim alayını dolaştım. Ertesi sabah poligonda atış eğitimi var.
Sıramı beklerken içim geçmiş, uyumuşum.
'Dikkaaat!' haykırışıyla sıçrayarak uyandım.
Karşımda poligon komutanı bana şöyle seslendi:
"Oğlum ben sana ne ceza vereyim şimdi? Burada altı yıldır görev yapıyorum.
Bu kadar top tüfek patlarken poligonda ilk kez uyuyabilen bir asker görüyorum. Bundan sonra uyku sana haram. Bu gece alay nöbetçisiyim. Benimle sabaha kadar nöbet yerlerini dolaşacaksın!" Uyu teyzem, uyu! Senin neler yaşadığını kim bilebilir ki!