Sporumuz adına utanç verici bir hafta sonuydu.
Trabzon'daki olayda bir hakemin saha içinde linç edilmeye çalışılması, Ankaragücü maçında Amedsporlu yöneticilerin dövülerek tribünden aşağı atılması artık klişe yorumlarla geçiştirilecek 'vaka-i adiyeden' olaylar değildir. Çünkü ayakkabı boyacısından ordinaryüs profesöre kadar hemen herkesin ortak paydası ve ilgi alanı olan futboldan terörü çekip çıkaramazsak, Güneydoğu'daki teröre karşı savaşımızı da kaybederiz.
Peki saldırganlara ne oldu? Haber bültenindeki seslendirmede şöyle deniliyordu:
'İki saldırgan, savcılıktaki ifadelerinin ardından serbest bırakıldı...' Oysa tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmışlardı. Adli kontrole de geleceklerdi. Ama hukuk protokolünü bilmeyen sıradan vatandaş onların tamamen 'serbest' bırakılmış olduğunu sanmıştır mutlaka.
Aslında bıraksalar hakemi saha ortasında tekme ve yumruklarla öldürecek olan o iki saldırgan ile Amedsporlu yöneticileri 3 metreden beton zemine kafa üstü fırlatanların 'cinayete teşebbüs ile tutuklu olarak yargılanmaları' gerekmiyor mu? Hele ki düzmece belgelerle tutuklanıp cezaevinde ölenlerin, gururuna yediremeyip intihar edenlerin utancı üzerimize sinmişken...
Peki onlar 'serbest' kalınca ne olacak? Diğer gözü dönmüş fanatikler de cesaret bulacak.
Her şehirde, her takımın bir 'meczubu'(!) türeyecek. Baksanıza, Trabzon'da hakemi öldürmeye kalkan gencin akrabası, "O yapmasa, ben yapacaktım" diyor. Daha önce Fenerbahçe maçında elinde bıçakla fotoğraf çektirip sosyal medyada 'gururla' paylaşan zanlı karakola götürülürken, diğer taraftarlar 'Helal olsun sana, Trabzon seninle gurur duyuyor' diye tempo tutuyor.
Eğer hakemleri, rakip takımın futbolcularını ve yöneticilerini linç etmek için fırsat kollayanları tutuklu yargılamayıp ibretlik cezalara çarptırmazsak, bu yazıları daha çoook yazarız...