Kanal D'de cumartesi akşamı Tatlı İntikam adında yeni bir dizi başladı.
Aslında yeni başlayanlara artık 'yeni dizi' demeye dilim varmıyor. Çünkü pek çoğu 'tutmuş eskilerin devamı' niteliğinde. Tatlı İntikam da reyting garantili 'ergen' dizilerinden biri.
Gönül verdiği kız tarafından rencide edilip tıp fakültesinden ayrılmak zorunda kalan eskinin tipsiz, şimdinin karizmatik delikanlısı, yıllar sonra o kızdan 'tatlı tatlı' intikam almaya çalışıyor. 'Ay acaba çocuk, kızı öpecek mi?' merakı ve cicili bicili elbiselerle ilgileri dürtülen ergenlerin, burunlarını ekrana yapıştırmaları umut ediliyor.
Tabii ki 'Gençler önemsenmesin' demiyorum.
Ama televizyondaki hemen her şeyin artık hevesli genç kızlara, meraklı delikanlılara pazarlanmak üzere üretilmesi ortaya tek düze bir yayıncılık anlayışının çıkmasına yol açıyor. En dramatik, en ağdalı dizinin bile paralel öyküsünde ergen gençlerin aşkı yer alıyor.
Ama bu, 'reyting oltasına' zorunlu olarak ilave edilmiş bir çapari kancası gibi durunca, doğallıktan uzaklaşıyor.
Evet, genç nüfusumuzla övünüyoruz. Umudumuz da onlarda zaten. Ama ekrandaki tüm yarışmaların, şovların, eğlence programlarının ve özellikle de dizilerin tutması için 'sadece ve sadece ergen beğenilerinin baz alınması' bana fazlaca 'kestirme' bir yol gibi görünüyor.