National Geographic kanalındaki belgeseli tam da İtalyan Dışişleri Bakanı'nın "Ankara'daki patlama, Türkiye'nin 11 Eylül'ü" dediği gün izledim. Belgesel, terör saldırısı ile yıkılan New York'taki ikiz kulelerin yerine inşa edilecek yeni yapının öyküsünü anlatıyordu.
Mimarlar kafa kafaya vermiş ve muazzam bir bina kompleksi yaratmışlar. Güvenlik, en öncelikli kaygıları olmuş.
Hatta yola 20 metre yaklaştığı için bir binanın ilk 10 katını sadece çelik ve beton örgü ile donatıp yaşam katlarını onun üzerine inşa etmişler. Dünya Ticaret Merkezi'ni oluşturan ikiz kulelerin bulunduğu yerde ise insan yapımı en büyük iki şelale duruyor şimdilerde.
Etrafında da saldırıda hayatını yitiren 3 bin kişinin ismi sıralanıyor.
Ayrıca binaların arasında bir de Terör Müzesi yer alıyor, ibret için...
Mimarlar dedi ki, "İşimiz kolay değildi. Hem New York'a işlevsel ve güvenli yeni bir ticaret merkezi kazandırmak, hem de olan biteni daima hatırlatmak zorundaydık. Travma ile gelecek arasında bir köprü kurmak çok zor oldu..." İşte Ankara Tren Garı'nın önünde yapmamız gereken bu:
Travma ile gelecek arasında bir geçiş köprüsü inşa etmek...