Yeni bir cumartesi ve yeni bir okuyucu mektupları köşesi... Aslında bu köşeden en çok faydalanan benim.
Zira bu sayede sektörün izleyici kısmının nabzını tutuyor, beklenti, talep ve alışkanlıklardan haberdar oluyorum. Yani elimin altında bedavadan bir televizyon laboratuvarı tutuyorum.
Geçen hafta 'Güneşin Kızları' dizisini izlerken not aldığım olayı, okurumuz Abdullah Özer de iletince, sözü ona bırakayım dedim.
Yani, Abdullah Bey, lafı ağzımdan aldı. İşte küçük gibi görünen ama oyunculuk performansı ve izleyiciye saygı açısından son derece büyük o ayrıntı: "Merhabalar Yüksel Bey.
Köşenizin takipçisi ve güne sizi okumadan başlamayanlardanım.
Geçenlerde kanallar arasında gezerken daha önce hiç izlemediğim 'Güneşin Kızları' adlı diziye rastladım. Göl ya da ırmak üzerinde kayıkla gidildiği bir sahne idi. Ancak kayıkta kürek çeken galiba başrol oyuncusu erkek (Ali karakterini canlandıran Tolga Sarıtaş) öyle bir kürek çekiyor gibi yapıyordu ki tam komediydi.
Kürekler suya bile değmeden kürek çekiyordu. Üstelik kameranın görüş açısı içerisinde küreklerin suya zar zor değdiği anlar, hatta değmediği anlar bile görünüyordu. Bizimki. habire kürek çekiyor gibi yapıyordu ama kayık bir milim bile ilerlemiyordu. Kayığın ilerlediği sahnelerde de ucundan iple çekildiği açık açık görülüyordu.
Reytinglere baktığımda bu dizinin iyi de izlendiğini gördüm.
Böylesi reyting alan bir diziye bu kadar basit bir sahne hiç yakışmadı.
O kadar izleyicinin hatırı için bari özenerek bir sahne çekilseydi."

YAZAR NOTU: İzleyicimiz son derece haklı. Elin oğlu, 15 saniyelik sahne için aylarca keman dersi alırken, kürek çekmek gibi basit bir aksiyon, 15 dakikalık dersle öğrenilemez miydi? Bu köşenin övgü şampiyonlarından genç oyuncu Tolga Sarıtaş kadar, deneyimli yönetmen Sadullah Çelen'e de yakıştıramadım bu sahneyi.