Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Çok mu çok malız?

Öncelikle hiç de tarzımla uyuşmayan ve bir blue jean reklamından devşirdiğim bu 'amiyane' başlık için peşin peşin özür dilerim. Ama bu yazının içeriğini en iyi özetlemek ve içimdeki öfkeyi ifade etmek için başkasını bulamadım...
Bazı diziler vardır -ki onlar pek enderdirbana televizyon eleştirmenliğimi unutturur. Kumanda aletini, kağıdı, kalemi sehpaya bıraktırır. Beni alelade bir izleyiciye dönüştürüp kuşatır, sarar sarmalar, içine alır.
Kanal D'de yayınlanan Güneşin Kızları dizisi de bunlardan biri. Hem sağlam senaryo dokusu, hem muhteşem oyunculuklarıyla bana göre yaz döneminin en kaliteli dizilerinden biri. Gelin görün ki, diziyi Kanal D ekranlarında izleyebilmek için insanda çelik gibi sinir ile beraber Eyüp Sultan sabrı olması lazım. Sebebi, insanı çatlatırcasına ardı ardına giren uzun reklam kuşakları...

İNSAFINIZ KURUSUN!
Dizinin en heyecanlı yerine gelmişim. Hikaye, haftanın finaline doğru koşuyor. Selin, annesine tecavüz eden 'biyolojik' babasının peşine düşmüş. Atlamış otomobile, adamı ezmek üzere... 'Pat' reklam... 'Ya sabır' çekip 12 dakikalık reklam arasının bitmesini bekliyorum. Sonunda dizi yeniden başlıyor.
Ama o da ne? Sahne, iki dakika geriye sarılmış. 'Neyse' deyip dişlerimi sıkmaya devam ediyorum. Selin yine gaza basıp adamın üzerine doğru sürüyor, 'çat' yine reklam, yine 15 dakika ıstırap... Öyle sinirleniyorum ki, ne olacağını beklemeden televizyonu kapatıyorum... Şu anda Selin ne yaptı bilmiyorum. Büyük ihtimalle; kız, otomobili adamın üzerine sürdüğü anda kare donmuş, dizinin o bölümü bitmiştir. Ekran başında final için yarım saat reklam bekleyen benim gibi avanaklar da aptallıklarına doymamışlardır...
Bin kere yazdım, yüz bin kere daha yazabilirim: Reklama karşı değilim. Reklam, bu sektörün yakıtıdır. O olmazsa diziler, yarışmalar, şovlar, maçlar da olmaz. Ama 'Madem para vermeden televizyon izliyorsunuz, benim verdiğim reklamları da öpe öpe seyredeceksiniz kardeşim' mantığını da kabul etmiyorum. Çünkü televizyon yayını yapılan tek ülke burası değil. Elin adamı dört dakikadan fazla reklam vermezken, bu eziyeti niye sadece benim milletime reva görüyorlar?
Bu ne hırs, bu ne gözü doymazlık, bu nasıl bir halkı hiçe saymaktır?
Tamam, bu ülkenin insanının hoşgörü, hatta 'tepkisizlik' katsayısı giderek yükseliyor olabilir. Bu durum, gözünü kar hırsı bürümüşlerin iştahını kabartabilir. Ama henüz o kadar da 'mal' kıvamına geldiğimizi düşünmüyorum. Yoksa yanılıyor muyum?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA