Tarz yarışmalarının fırtınası diner gibi oldu ama izleyicinin içinde kopan fırtınanın dineceği yok. Okurumuz Hayriye Akata da eleştiri oklarının ucunu iyice sivriltmiş:
"Yüksel Bey merhaba, şu 'tarz' yarışmaları ile ilgili bir şeyler yazmak istedim izninizle-ki siz de daha önce konudan bahsetmiştiniz- ama ben sizin kadar nazik olamayacağım eleştirirken... Bizler çocuklarımızı yetiştirirken 'Aman evladım nazik ol, saygılı ol, kimsenin hakkını yeme, mütevazı ol' diye öğütler veriyoruz dilimiz döndüğünce. Sonra televizyonlarda bir de bakıyoruz ki şiddet, hakaret, birbirini aşağılama prim yapıyor. (Ya da yaptığı sanılıyor) Bu programlarda eleme geceleri muhtemelen rejiden gelen direktifler doğrultusunda en sessiz, en nazik olanlar tarza, stile bakılmaksızın eleniyor.
Kim daha fazla kavga çıkarır, kim daha iyi 'oynar' ise o kalıyor. Ama televizyoncuların unuttuğu bir şey var: Bizler artık bundan çok sıkıldık ve 'yemiyoruz...'
Netice olarak yarışmalardan biri yayından kalktı, diğeri tabir-i caiz ise 'can çekişiyor'. İşin en vahim tarafı; bu yarışmalarda en fazla kavga edenler, adeta ödüllendirilircesine daha sonra programlarda görevlendiriliyor. Umuyorum ki, bu yarışma bittiğinde bir yenisi yapılmayacak; reytingler bunu gösteriyor. Eğer yenileri yapılacak olsaydı, bir sonrakilerde neler görecektik acaba?
Televizyon tamamen eğitim aracı olmasa da, şiddete özendirenlere 'ödüllendirme' olduğu sürece 'Biz niye bu kadar şiddete meyilli bir toplum olduk?' diye hayıflanmayalım. Saygılarımla..."